Küba temiz enerji yolunda

On yılı aşkın bir süre önce güneş enerjisi Küba’nın dağlarında yaşayan toplumların hayatını değiştirmişti. Şimdi de güneş ve öteki yenilenebilir enerji kaynakları ada genelinde sürdürülebilir enerjinin geliştirilmesi yolunda değerlendirilebilir en iyi seçenekler olarak öne çıkıyor.

CUBASOLAR (Küba Toplumu Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Teşvik Etme ve Çevreye Saygı) Başkanı Luis Bérriz ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada dünyadaki temiz enerji potansiyeli tüketim için ihtiyaç duyulan miktarı aşıyorsa neden hala çevreyi kirleten enerji türlerinin kullanıldığını sordu. Bérriz’in hesaplamalarına göre Küba’ya gelen güneş miktarı günde 50 milyon ton petrole eşdeğer.

Bérriz, “1000 km uzunluğundaki ulusal karayolumuzu solar panellerle kapladığımızda fosil yakıtlar kullanmadan ve tek bir metrekare tarım alanı işgal etmeden şu anda kullandığımız enerjinin tamamını üretebileceğiz” dedi ve ekledi “Ayrıca hiç kimse güneşi engelleyemez, çünkü güneş kimsenin tekelinde değil.”

Ayrıntılar için:

http://ipsnews.net/news.asp?idnews=106684

AB’deki havayollarından kirliliğe karşı biyoyakıt anlaşması

Avrupa merkezli havayolları, biyoyakıt üreticileri ve AB Komisyonu Çarşamba günü imzaladıkları bir anlaşmayla 2020 yılına kadar havacılık sektöründe kullanılmak üzere 2 milyon ton biyoyakıtın üretilmesi konusunda anlaştı. Bu yakıtların ne kadar yeşil olduğu ise tartışılmakta.

Havayolu şirketleri, jet yakıtından kaynaklanan kirliliği azaltmak için biyoyakıtları bir kurtarıcı olarak görüyor. Ancak üretimlerinde hurma yağı gibi besin ürünlerinin kullanıldığı bu yakıtların, insanların beslenmesi için tarım ürünleri yetiştirilebilecek arazilerde yetiştirilmesi şimşekleri üstüne çekiyor.

Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi kuruluşların da aralarında bulunduğu 10 uluslararası kuruluş, geçtiğimiz ayın başında yayınladıkları raporda, küresel gıda fiyatlarını artırdığı gerekçesiyle hükümetlerin biyoyakıtları destekleyen politikalarından vazgeçmelerini önermişti.

Projede imzası bulunan şirketler ise Airbus, Air France, British Airways, Lufthansa ve biyoyakıt üreticisi Neste Oil.

Ayrıntılar için:

http://www.reuters.com/article/2011/06/23/uk-airshow-biofuels-idUSLNE75M02Y20110623

Hindistan tarımdan karbon kredisi kazanmayı planlıyor

Hindistan, BM Temiz Kalkınma Mekanizması (CDM)’nın 200 milyar dolar değerindeki karbon kredisi küresel piyasasına tarımı da dahil etmek için kolları sıvadı.

Şu anda karbon kredileri yalnızca üretim ve sanayi sektörleri için veriliyor.

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi verilerine göre Hindistan’ın bir yıl içinde saldığı seragazı oranındaki düşüş 33.21 milyon krediye denk geliyor. Bu miktar da 257.28 milyon olan küresel boyuttaki yıllık seragazı salınımını azaltma ortalamasının %13’üne denk geliyor.

Bu miktarlara tarım da eklenirse Hindistan’ın seragazındaki düşüş yüzdesi belirgin bir artış gösterecek.

Ayrıntılar için:

http://in.news.yahoo.com/india-contemplates-tapping-carbon-credit-agriculture-20110408-043100-561.html

Çiftçiler tarlaları ıslah ettikçe kuş sayısı artıyor

On yıl boyunca sürdürülen bir araştırmanın sonuçlarına göre tarlalaştırma ve otlaklaştırma yüzünden nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan kuşlar tekrardan görülmeye başlandı.

David Lindenmayer ve Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden bir grup bilim adamı 150 tarlanın 300 ayrı bölgesinde on yıl boyunca bir araştırma yürüttü. On yıl sonra ise sayısı hızla azalan Avusturalya kıtasına özgü bazı kuş türlerinin yeniden görülmeye başlandığı ortaya çıktı. (daha&helliip;)

Dünya tarımına 200 milyon dolar iklim yardımı

Geçtiğimiz Çarşamba günü tarım araştırma gruplarının yaptığı açıklamaya göre dünyanın her yerindeki kalkınma ajansları tarım sektörünü iklim değişikliğine hazırlamak ve salınan seragazı oranını azaltmak amacıyla düzenlenen on yıllık program için 200 milyon dolar harcayacaklar.

Bu fon önümüzdeki günlerde daha da artması beklenen sel ve kuraklık ihtimaline karşı, hızla çoğalan ve zenginleşen dünya nüfusunu beslemek için neler yapılması gerektiği konusunda yürütülecek araştırmalara harcanacak.

Uluslararası Gıda Politikası Araştırma Enstitüsü’nden Gerald Nelson geçtiğimiz günlerde çok sayıda tarım uzmanı ve haberci karşısında yaptığı konuşmada insanlık olarak büyük bir gıda güvenliği tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuzu belirtti.

Aynı toplantıda söz alan Uluslararası Tropik Tarım Merkezi’nden bir başka uzman, Andy Jarvis’e göre ise 2050’ye kadar iklim değişikliğinin bir sonucu olarak dünya genelinde gıda üretimi potansiyeli %5 ile %10 arasında azalacak.

Bu tehlikeyle mücadele etmek için hazırlanan program, küresel ölçekte sorgum, darı, tatlı patates, buğday, pirinç ve mısır gibi 50 ana tarım ürününün yükselen sıcaklıklar ve yağış değişimlerinden nasıl etkilendiğini analiz edecek.

Toplantıya katılan Uluslararası Tarımsal Araştırmalar Danışma Grubu başkanı Bruce Campbell, “Proje sıcak nokta olarak adlandırılabilecek Afrika ve Hindistan’ın bazı bölgelerinde 2050’ye kadar fakirlik oranını %10, bu bölgelerde yetersiz beslenen kişi oranını %25, bunun yanı sıra seragazı salınımını milyonlarca ton azaltmayı hedefliyor” açıklamasında bulundu. Tarımın dünya genelinde salınan karbon oranının %22 ile %30’unu kapsadığı da göz önünde bulundurulursa, programın ne kadar önem teşkil ettiği açıkça görülmekte.

Ayrıntılar için:

http://www.reuters.com/article/idUSTRE6AG55020101117?loomia_ow=t0:s0:a49:g43:r1:c0.181818:b39609740:z0