Posts Tagged ‘Kyoto Protocol’

İspanya’nın Kyoto’ya uyması için 466 milyon dolar değerinde karbon kredisi alması gerekiyor

İspanya Tarım Bakanı Miguel Arias-Canete, “İspanya’nın Kyoto Protokolü’nden doğan yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için en az 355 milyon euro değerinde karbon kredisi alması gerekebilir” dedi.

Arias-Canete, “Hükümetin çok sayıda sertifikaya ihtiyacı var. Borçlarımız bir önceki hükümetin öngördüğünden çok daha yüksek, bu nedenle de durum baya endişe verici” diye konuştu.

İspanya son beş yılda emisyon sertifikaları ve ofsetleri toplamak için yaklaşık 750 milyon euro harcadı.

Ayrıntılar için:

http://www.bloomberg.com/news/2012-02-06/spain-needs-466-million-in-carbon-credits-to-meet-kyoto-limit.html

Durban: Çin emisyonlarını azaltmayı kabul etti, gözler Hindistan’da

Seragazı emisyonlarını azaltmak için bağlayıcı bir taahhütün altına girmeyi tek taraflı olarak kabul eden Çin, Hindistan’a büyük bir darbe vurdu. Çin’in bu girişimi hala devam etmekte olan iklim görüşmeleri sırasında birlikte hareket eden BASIC ( Brezilya, Güney Afrika, Hindistan, Çin) ülkelerinin bütünlüğünü tehlikeye soktu.

Çin’in bu kararıyla Hindistan ile birlikte şimdiye kadar takındığı tutum arasında dağlar kadar fark var. İki ülke de yakın zamana kadar gelişmekte olan ülkelerden, bağlayıcı herhangi bir yükümlülük altına girilmesinin istenemeyeceği görüşündeydi.

Çin’in attığı bu adım nedeniyle Hindistan da baskı altında.

Ne var ki Çin bu yeni politikasını hayata geçirmek için bazı koşulların karşılanmasını bekliyor. Ülkenin en üst düzey iklim müzakerecisi Xie Zhenhua yasal olarak bağlayıcılığı olan bir anlaşmayı kabul etmek için beş ön koşul sunacaklarını açıkladı.

Bu koşullar ise şöyle:

  • Hakkaniyet prensibi desteklenmeli (Gelişmekte olan ülkeler Batılı ülkelerin sebep olduğu tarihsel kirlilikten tazminat alma hakkına sahip olmalı),
  • “Ortak fakat farklılaşmış sorumluluklar” prensibine uyulmalı (Bütün taraflardan yükümlülükleri aynı şekilde yerine getirmesi beklenmemeli),
  • Her ülkenin kapasitesi göz önüne alınmalı,
  • Kyoto Protokolü gelişmiş ülkelerce yeniden imzalanmalı,
  • Gelişmekte olan ülkelere kısa ve uzun vadeli finansman sağlanmalı.

Ayrıntılar için:

http://indiatoday.intoday.in/story/durban-china-accepts-climate-deal-puts-india-in-a-spot/1/162926.html

Türkiye’ye Günün Fosili Ödülü

Türkiye, seragazı salınımında herhangi bir azaltım taahhüt etmediği halde Kyoto Protokolü’nün sunduğu fon ve teknolojiye erişmeye çalıştığı için Günün Fosili ödülüne layık görüldü. İklim Eylem Ağı’na (CAN- Climate Action Network) göre Türkiye, 1990’dan bu yana seragazı emisyonlarını %98 oranında artırdığı ve şimdiye kadar bu gidişatı değiştirmek için herhangi bir yükümlülük üstlenmediği ya da açık bir hedef belirlemediği için bu ödülü hak etti. Türkiye bunun yerine maddi kaynaklarını daha çok sayıda kömür santrali inşa etmek, iki nükleer santral planlamak ve yol yapmaya sarf etmeyi tercih etti. 15 bin kilometrelik bölünmüş yeni karayolu ve İstanbul’a yapılacak üçüncü köprü de yolda.

Türkiye şimdi de herhangi bir emisyon azaltım hedefi ya da yükümlülük dillendirmeden Kyoto Protokolü’nün teknoloji ve finans mekanizmalarına dahil edilmeyi talep ediyor. Ülke hızla gelişmekte olan ülkeler için de kötü örnek teşkil ediyor. İktisadi büyüme söz konusu olduğunda hükümet rakamlardan bahsetmeyi çok severken, laf seragazı emisyonlarından açıldığında Türkiye bu rakamları halının altına süpürmeyi tercih ediyor.

Türkiye’nin bu “iki yüzlü” tutumu kabul edilemez. En iyi rüzgar, güneş enerjisi ve jeotermal enerji kaynaklarına ve en yüksek enerji verimliliği potansiyeline sahip ülkeler arasında yer alan bir ülke bundan çok daha iyisini yapabilir. Türkiye’nin Annex-1 ülkeleri arasındaki  “özel konumu” bir şey yapmadan çok şey istemek için bir bahane olamaz.

Ayrıntılar için:

http://www.climatenetwork.org/fossil-of-the-day/turkey-earns-its-first-fossil-wanting-everything-giving-nothing

AB, Kyoto Protokolü’nün uzatılmasını teklif edebilir

Hükümet yetkilileri ve gözlemcilerin Point Carbon News’e yaptığı açıklamalara göre önümüzdeki günlerde AB, Kyoto Protokolü’ne can simidi olacak ve Temiz Kalkınma Mekanizması’nın 2012’den sonraki geleceğini güvence altına alacak bir plan teklifi sunabilir.

Birliğe üye ülkelerin yetkilileri önümüzdeki birkaç hafta içinde bir araya gelerek 1997 yılında imzalanan iklim anlaşmasının süresini uzatmayı resmi olarak destekleyen bir planı görüşecek. Böyle bir plan için öne sürülecek koşul ise yeni anlaşmanın 2018 yılında sona ererek yerini bütün büyük ülkelerin emisyonlarını sınırlayan tek bir küresel anlaşmaya bırakması olacak.

AB üyesi 27 ülke plana onay verirse plan, Kasım ayının sonunda Güney Afrika’da başlayacak BM iklim görüşmelerinde katılımcılara sunulacak.

Ayrıntılar için:

http://www.reuters.com/article/2011/08/22/us-eu-climate-point-carbon-idUSTRE77L4NQ20110822

CER piyasasının geleceği belirsiz

Kyoto Protokolü’nün 2012’den sonra tedavülden kalkma ihtimali gün geçtikçe artarken Sertifikalandırılmış Emisyon Azaltımları (CER) ofset piyasasının geleceği de akıllara soru işaretleri getirmekte. Kyoto Protokolü’yle ortaya çıkan Temiz Kalkınma Mekanizması (CDM) bundan sonraki dönemde de temiz teknolojiye, gelişmekte olan ülkelerdeki düşük karbon yatırımlarına hamilik etmeyi sürdürecek uluslararası bir mekanizma olarak kalabilir, kalacaktır da; ancak eski talep kaynakları azalan, bunların yerine de muhtemelen yenilerinin ortaya çıkacağı multi milyar dolar değerindeki ofset kredi piyasası için 2013 yılından itibaren farklı bir tablo ortaya çıkacak.

Görünüşe bakılırsa çok sayıdaki yatırımcı ve proje geliştiricisi 2013’ten önce tescil ettirebilmeleri halinde gelecekte de etkin olacak CDM projelerine yatırım yapmayı arzu ediyor. Ama bu kilit tarihten sonra CDM’nin yeni projeler için sunacağı fırsatlar belirsizleşecek. Tereddütler şimdiden su yüzüne çıkmaya başladı bile. UNEP Risoe araştırma merkezinden alınan rakamlara göre geçtiğimiz aylarda onaylanma bekleyen proje sayısında artış meydana geldi. Hatta bu artış 2008 yılı başlarındaki küresel finansal kriz öncesi dönemdeki rekor taleple yarışacak seviyedeydi. Böylece 150’den fazla yeni CDM projesi 2012 yılında önce projelerini onaylatmak isteyenlerin yoğun çabalarıyla Temmuz ayında proje havuzuna dahil oldu. Bunun sebebi ise aşikar: Proje sahipleri CER ofset kredilerinin AB-ETS’deki uygunluğunu kısıtlayacak Avrupa Birliği’nin yeni düzenlemeleri kapıya dayanmadan harekete geçmek istiyor. Şu ana kadar CER’lere gelen talebin kaynağı olan AB ise 2013 yılından itibaren yalnızca az gelişmiş ülkeler için hazırlanmış projeleri kabul edecek. Bu da şimdiye kadarki CDM projelerine sayısal olarak hakim olan Çin, Hindistan ve Brezilya’yı ve hızla gelişmekte olan öteki ülkeleri saf dışı bırakacak.

Ayrıntılar için:

http://www.carbonpositive.net/viewarticle.aspx?articleID=2370

De Boer: Latin Amerika Bloğu anlaşmaya engel olmasın

BM İklim Sekreteryası eski başkanı Yvo de Boer Cancun’da devam etmekte olan İklim Değişikliği Zirvesi’nin hissedilebilir derecede önemli sonuçlarla sona ereceğine inandığını belirtti. Görüşmelerin geçen yılki Kopenhag Zirvesi’nden daha yapıcı bir atmosferde gerçekleştiğine değinen De Boer, “operasyonel konular”da çözüme gidilebileceği kanaatinde olduğunu ifade etti. De Boer, REDD orman koruma programı, tüm ulusların kullanımında olacak yeşil bir fonun oluşturulması, emisyon azaltma taahhütleri ve teknoloji transfer mekanizmaları gibi konularda gözle görülür bir ilerleme kaydedildiğinin altını çizdi.

Cancun Zirvesi’nde halen Kyoto Protokolü’nün süresinin uzatılıp uzatılmayacağı ve zengin ile fakir ülkelerin emisyonların hangi oranlarda azaltılacağına dair bir anlaşmaya varıp varamayacağı tartışılıyor.

Cancun Zirvesi’nde ayrıca Bolivia ve Venezuela gibi Latin Amerika ülkelerinin ormansızlaşmanın ve karbon emisyonlarının azaltılması için önerilen piyasa bazlı mekanizmaların kullanımına yönelik resmi bir anlaşmanın imzalanmasını engelleyebileceğinden korkuluyor.

De Boer  BM kanunlarına göre oybirliği olmaksızın herhangi bir anlaşmanın resmen kabul edilemeyeceğini belirtti ve sol eğilimli bu ülkelerin olası bir anlaşmanın önünü tıkamamaları gerektiğini vurguladı

De Boer, bu konuda yaptığı yorumunda REDD gibi piyasa bazlı mekanizmalar aracılığıyla emisyon azaltma projelerine yatırım yapmayı amaçlayan programlarda yer almak istemeyen ülkelere baskı yapılmamasını ve sonuçta da ülkelerin böyle mekanizmalar kullanmaktan alıkonmaması gerektiğini ifade etti.

İş dünyası liderlerine de görüşmeleri daha etkin bir şekilde desteklemelerini ve iklim politikalarının belirlenmesinde etkin bir rol almalarını tavsiye eden Boer, “Cancun’da tartışılan pek çok önerinin gerçekleşmesi ancak özel sektörün de sürece dahil olmasıyla mümkündür” diye konuştu.

Ayrıntılar için:

http://www.businessgreen.com/bg/news/1931422/exclusive-boer-urges-latin-american-bloc-oppose-cancun-consensus