Dünyanın en fazla karbondioksit salınımı yapan ülkesi Çin, kendi emisyon ticaret sisteminin geliştirilmesi gibi projeler yardımıyla seragazı salınımını azaltmak için AB ile bir anlaşma imzaladı. Bilindiği üzere Avrupa Komisyonu, AB ETS’nin daha da geliştirilmesi yönünde yürüttüğü çalışmaların bir parçası olarak öteki emisyon ticaret sistemleriyle de ortaklık kurmak istiyor. Komisyon, geçen ay da AB ETS’yi 2018’e kadar Avustralya’nın emisyon ticaret sistemi ile bağlantılandırma kararı almıştı.
Söz konusu anlaşmaya göre AB dört yıl içerisinde Çin’deki üç karbon azaltma projesine 25 milyon euro ve teknik yardım sağlayacak. Çin’deki emisyon ticaret sisteminin dizayn edilmesi ve uygulanması için yardım edilmesinin yanı sıra öteki projelerle de Çin’deki şehirlerin kaynak verimliliğinin olmasına, su ve ağır metal kirliliğinin azaltılmasına ve sürdürülebilir atık yönetimi politikalarının hayata geçirilmesine destek verilecek.
Ayrıntılar için:
Guardian gazetesinin haberine göre Çin, bu yıl temiz teknolojiye (enerji verimliliği ve enerjinin muhafaza edilmesi, temiz enerji ve emisyon miktarının azaltılması) 27 milyar dolar harcayacak. Ülkenin maliye bakanlığı da bu yatırımla enerji tasarrufu yapan ürünleri, güneş ve rüzgâr enerjisini teşvik etmenin yanı sıra yenilenebilir enerji ve hibrit araçların gelişimini hızlandırmayı hedeflediklerini belirtti. Açıklama Uluslararası Enerji Ajansı’nın yayınladığı raporun hemen ardından yapıldı. Söz konusu rapor, Çin’de yaşanan süratli büyümenin yıllık CO2 miktarının rekor düzeyde artması ve endişe verici boyutlara ulaşmasında etkili olduğu sonucuna varmıştı. Yine rapora göre tüm bunlara rağmen Çin’in karbon yoğunluğu 2005-2011 yılları arasında temiz teknolojiye yapılan muazzam yatırımların etkisiyle %15 azaldı.
Ayrıntılar için:
http://www.kleanindustries.com/s/environmental_market_Industry_news.asp?ReportID=527002
Çin Ticaret Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, ABD’nin beş eyalette yenilenebilir enerjiye sağladığı sübvansiyonların serbest ticaret yasalarını çiğnediğini belirtti.
Bakanlık Kaliforniya, New Jersey, Massachusetts ve Ohio eyaletlerinde rüzgâr ile güneş enerjisini destekleyen programları tespit ettiklerini ve ilk bulgulara göre bu programların Dünya Ticaret Örgütü politikalarını ve ticaret anlaşmalarını ihlal ettiğini açıkladı.
Geçtiğimiz hafta da ABD Ticaret Bakanlığı Çin’de üretilen güneş pillerine %250’ye varan gümrük vergisi koymuştu.
Ayrıntılar için:
Hazır kırk yıldan uzun bir süredir ilk defa Japonya’da nükleer enerji üretilmiyorken, Çinli güneş enerjisi üreticileri dünyanın en büyük üçüncü ekonomisine yeni iş fırsatları için göz dikmiş durumda.
Çin resmi haber ajansı Xinhua’nın haberine göre Japonya’nın 54 nükleer santralinden sonuncusu olan Tomari de Pazar günü zorunlu bakıma alınmadan çok önce, Çin merkezli en az beş solar paneli üreticisi Japonya’da ofis açmıştı.
ABD’nin antisübvansiyon ve antidamping soruşturmalarıyla karşı karşıya kalan Çin şu an dünyanın en büyük solar paneli üreticisi. Çin’de imal edilen solar panellerin %90’ından fazlası ihracat amaçlı üretiliyor.
Ayrıntılar için:
Çarşamba günü Pew Charitable Trusts tarafından yayınlanan bir araştırmaya göre ABD geçtiğimiz yıl yaptığı 48 milyar dolar yatırımla temiz enerji yarışında liderliği yeniden ele geçirdi. Çin 2009 yılından bu yana temiz enerjiye en fazla yatırım yapan ülkeydi.
Araştırmada ABD’deki özel yatırımlarda 2010 yılına kıyasla %42 artış görüldüğü belirlendi. Böylece Washington risk sermayesi ve ar-ge nakdinde dünya genelindeki liderliğini korudu.
Sıralamada ikinci sıraya düşen Çin ise geçtiğimiz yıl temiz enerji sektörüne 45.5 milyar dolar yatırım yaptı. 2010 yılına göre yatırımlarını %1 artıran Çin, rüzgâr enerjisi yatırımlarında ve solar ürünleri üretiminde küresel liderliğini korudu.
Uzmanlara göre ABD ile Çin arasındaki en önemli fark yatırımı çekme şekillerinden kaynaklanıyor. Çin, yatırımcılara güven veren somut yeşil enerji politikalarıyla ABD ise sunduğu vergi indirimleriyle yatırımcıları cezp ediyor.
G20 ülkelerindeki temiz enerji yatırımları üzerine hazırlanan Pew Raporu Almanya, İtalya, İngiltere ve Hindistan’ın da özel yatırımları çekmekte en başarılı ülkeler arasında olduğu sonucuna ulaştı.
Ayrıntılar için:
http://news.yahoo.com/us-grabs-lead-over-china-clean-energy-race-231942326.html
Uluslararası Enerji Ajansı’nın açıkladığı verilere göre Sahraaltı Afrika ülkelerine geçtiğimiz yıl 15.6 milyar dolar kalkınma yardımı yapılırken bu ülkelerin petrol ithal etmek için yaptığı masraf 18 milyar dolar oldu. Yurtdışından fakir ülkelere yapılan kalkınma yardımları son yıllarda artış gösterse de söz konusu ülkeler enerji ithalatı için çok fazla para harcadığından kalkınma anlamında neredeyse hiçbir ilerleme sağlanamadı.
Verileri değerlendiren Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Fatih Birol, “Petrol fiyatları muhtemelen yüksek kalmaya devam edeceğinden gelişmekte olan ülkelerin temiz, yenilenebilir enerjiye geçmesi gerekmekte” dedi. Birol, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve ülkelerin öz kaynaklarının kullanılmasıyla ithalat masraflarının azalacağını belirtti.
Ne var ki Çin ve Hindistan gibi hızla gelişen ülkeler rüzgâr ve güneş enerjisinde süratle yol alırken Afrika’ya çok az yatırım yapılıyor. Bu durum yenilenebilir enerji kaynaklarının yetersiz olmasından kaynaklanmıyor, bilakis özel sektör kıtayı daha riskli gördüğünden yatırım yapmaktan çekiniyor. BM’nin Temiz Kalkınma Mekanizması projelerinde de aslan payı Çin’in. Çin’in ardından ise Hindistan ve öteki gelişen büyük ekonomiler geliyor.
Ayrıntılar için:
http://mg.co.za/article/2012-04-05-clean-energy-crucial-for-poor-countries/
Reuters haber ajansının eriştiği ve henüz yayınlanmamış bir rapora göre nükleer enerjinin dünya genelindeki kullanımı önümüzdeki 20 yıl içinde %100 oranında artış gösterebilir. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın hazırladığı raporda bu artışın nedeni olarak Asya’daki büyüme gösteriliyor.
Son 25 yılın en büyük nükleer kazasının ardından daha önceki tahminlere kıyasla daha yavaş bir kapasite artışı yaşanabileceğinin belirtildiği raporda yine de 2030 yılına kadar nükleer enerjinin kullanımında dünya genelinde %35 ile %100 arasında bir artış beklendiği ifade edildi.
Raporda Çin ile Hindistan’ın Asya’daki nükleer enerji kullanım alanını genişletecek ana merkezler olmaya devam edeceği, Rusya’nın da ciddi bir büyüme göstereceği tahminlerine yer verildi.
Ayrıntılar için:
Çin iklim değişikliği ve karbon emisyonları üzerine sarf ettiği çabalar kapsamında, yenilenebilir enerji hakkında araştırmalar yürütüp program ve politika geliştirecek ilk ulusal düşünce kuruluşunu kurdu.
Perşembe günü açılan Ulusal Yenilenebilir Enerji Merkezi sektör standartlarını da belirleyecek ve uluslararası işbirliği programları icra edecek. Merkezin çalışmaları sırasında Danimarka ile daha önceden geliştirilmiş işbirliği devam ettirilecek ve Danimarka merkeze maddi ve teknolojik destek sağlayacak.
Merkez çalışmalarını yenilenebilir enerji ile ilgili dört ana başlık üzerine yoğunlaştıracak. Bunlar offshore rüzgar enerjisi, biyokütle enerjisi, güneş enerjisi ve yenilenebilir enerjinin şebekeye aktarılması olacak.
Yeni merkez ile ilgili olarak Danimarka ile anlaşma imzalayan Çin ayrıca ABD’deki Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı ve İspanya’daki enerji ajansları ile birlikte çalışmayı amaçlıyor.
Ayrıntılar için:
http://www.chinadaily.com.cn/bizchina/2012-02/24/content_14686084.htm
AB, ülkelerin küresel bir emisyon kontrol sistemi kurmaya doğru belirgin bir ilerleme kaydetmeleri halinde havayolu şirketlerini saldıkları seragazı emisyonlarından mesul tutan yeni düzenlemenin bazı kısımlarını askıya alabilir.
Avrupa Komisyonu İklim Eylemi Genel Direktörü Jos Delbeke tarafından yapılan bu açıklama, Çin’in ülkedeki havayolu şirketlerine Avrupa emisyon sistemi dahilinde kendi izni olmaksızın herhangi bir ücret ödemeyi yasaklayan kararını duyurmasının ardından geldi.
Ayrıntılar için: