Karbon piyasası analiz şirketi Orbeo analistlerinden Emmanuel Fages’a göre Japonya, ülkeyi yerle bir eden depremin ardından bir “force majeure” ilan ederek Kyoto Protokolü’nün zorunlu kıldığı emisyon izinlerinin maliyesine ek bir külfet getirmesini engelleyebilir.
Depremin nükleer reaktörlerine zarar vermesinin ardından fosil yakıt alternatiflerine yönelmek zorunda kalan Japonya, 74 milyon metrik ton CO2 emisyon salabilir. Bu durumda ise, her bir tahsis edilmiş birim karbon (UAA) için 5 euro ödeyecek ülkenin, toplamda 370 milyon euro (516 milyon dolar) ücret ödemesi gerekecek.
Ancak “force majeure” ilan edilirse, Japonya kontrolü dışında meydana gelen olaylardan dolayı Kyoto Anlaşması’nın yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini ifade etmiş olacak.
Ayrıntılar için:
AB karbon kredileri, Japonya’daki nükleer santral krizi ve Alman hükümetinin ülkedeki nükleer santrallerin işletme sürelerinin uzatılmasına yönelik yasayı askıya almasının ardından tavan yaptı.
Kimilerine göre bu yükselişin sebebi, Japonya’daki nükleer krizin doğal gaz talebini artıracak olması. Doğal gaz fiyatlarındaki artış ise Avrupalı enerji üreticilerini karbon oranı yüksek kömüre yöneltecek. Bu durumda şirketler karbon emisyonlarını telafi edebilmek için daha çok kredi almak isteyecekler.
Karbon izni fiyatlarının artmasında etkili olan bir diğer faktör de Almanya’nın ülkedeki nükleer reaktörlerin işletilmeye devam etmesini sağlayacak yasayı askıya alması oldu. İzinlere olan talep, Almanya’nın kısa vadedeki nükleer enerji açığını kömüre yönelerek kapatabilecek olmasından dolayı artış gösterdi.
Karbon fiyatlarındaki uzun vadeli artışlar, karbon oranı yüksek enerji alternatiflerinin de pahalılaşmasına yol açacak ve düşük karbonlu enerji projelerini daha cazip hale getirecek.
Ayrıntılar için:
http://www.businessgreen.com/bg/news/2033960/carbon-price-spikes-japan-nuclear-crisis


