ABD net yakıt ihracatçısı olma yolunda ilerliyor

ABD’nin benzin, dizel ve petrol bazlı yakıt ihracatı bir süredir artış gösteriyor, bu da ülkeyi 62 yıl sonra ilk defa petrol ürünleri net ihracatçısı olmaya bir adım daha yaklaştırıyor.

Yükselen piyasa ekonomilerindeki talep patlaması ve ülke içindeki ekonomik faaliyetin durgunlaşması ABD’nin ithal ettiğinden daha çok enerji ihraç etmesine yol açarak, alışılagelmiş normu sona erdirecek gibi görünüyor.

ABD Enerji Bilgi Yönetimi’nin Salı günü paylaştığı verilere göre ABD bu yılın ilk dokuz ayında benzinden jet yakıtına kadar toplamda 753.4 milyon varil muhtelif ürün ihraç etti. İthal edilen varil miktarı ise 689.4 milyonda kaldı.

ABD’nin  aldığından daha çok satması şu açıdan önemli. Çünkü ABD on yıllardır doymak bilmeyen bir enerji tüketicisi olmuştur hep. Fabrikalarını ve otomobillerini çalıştırmak için yalnızca Orta Doğu’dan değil, Avrupa ve Latin Amerika’dan hatta başka birçok bölgeden de muazzam miktarlarda ham petrol satın almıştır.

Daha 2005 yılına kadar ABD ihraç ettiğinden 900 milyon varil daha fazla petrol ürünü ithal ediyordu. O zamandan bu yana açık sürekli kapandığından ve geçtiğimiz kış tamamıyla ortadan kalktığından dolayı analistler ülkenin “net ihracatçı” ünvanını kolay kolay kaybetmeyeceği görüşünde.

Enerji piyasalarını takip eden Platts şirketinde Küresel Petrol Müdürü Dave Ernsberger’e göre bu durum 2020’ye kadar güncelliğini koruyacak bir trend. “Gelenekselleşmiş görüş ABD’nin dünyanın her yerindeki enerjiyi yutan bir kara delik olduğu yönünde. Bu gelişme bu dinamiği de sarsacak” dedi.

Ne var ki ABD her gün 9 milyon varil ham petrol ithal ederek, dünyanın en büyük net ham petrol ithalatçısı olmaya devam ettiği müddetçe,  kısa zamanda enerji bağımsızlığını kazanabilmesi pek muhtemel değil. Yine de ham petrolden elde edilmiş yakıtın ihracatçısı olarak artan varlığı küresel enerji piyasasında onu daha etkili kılacak.

Citigroup Inc. Emtia Araştırma Bölümü Başkanı Ed Morse ise ihracattaki bu artışın “enerji sistemindeki dönüşüm”ün bir parçası olduğunu belirtti. Morse, “Bu durum, önümüzdeki 10 yıl süresince devam edecek ve enerji bağımsızlığına işaret edecek bir sürecin başladığının göstergesidir” dedi.

Bu değişim ABD ile yükselen piyasa ekonomilerinin kaderlerindeki ayrışmanın en açık göstergelerinden biri. ABD direngen yüksek işsizliğin ve uyuşuk büyümenin altından kalkmaya çalışırken yükselen piyasa ekonomileri daha da hızlı büyüyerek yakıt talebini tırmandırıyor.

ABD bu yılın ilk dokuz ayının altısında petrol ürünlerinin net ihracatçısıydı. Üçüncü çeyrekte ise bu eğilim daha da hızlandı ve Salı günü duyurulan verilere göre ABD, Eylül ayında bu yıl içindeki rekorunu kırarak günde 919,000 varil net ihracat gerçekleştirdi.  Gözlemciler bu gelişmeyi ABD’nin II. Dünya Savaşı’nın hemen ardından hızla ekonomisinin büyüdüğü 1949 yılından bu yana ilk defa net ihracatçı durumuna geleceği şeklinde yorumluyor.

Eylül ayının verilerine göre ABD en fazla Meksika ile Brezilya’ya ihracat gerçekleştirdi. Kilit konumdaki Avrupa limanlarına ev sahipliği yapan Hollanda ile Singapur da başlıca ithalatçılar arasında yer aldı.

Rakamlar Kuzey Dakota ile Teksas’ta bulunan yeni petrol yatakları sayesinde yerel üretimde meydana gelen dikkate değer artışın etkilerini yansıtıyor. Kuzey Dakota’da Temmuz ayında kaydedilen günlük 424,000 varil petrol üretimi 2009 yılının aynı dönemine nispeten %86 artış olduğunu gösteriyor.

Artan yurtiçi hasıla ABD’deki rafinerilerin yerel piyasanın ihtiyaç duyduğundan daha fazla yakıt ürettiği anlamına geliyor. Bu da ABD Kıyı Körfezi’nde bulunan rafinerilere yurtdışında müşteri aramak için ek teşvikler vermiş durumda.

ABD’nin ihracattaki bu konumunu ateşleyen gerekçeler arasında rafinerilerin daha verimli olması bulunuyor. Bu durum Avrupa’daki daha eski tesislerle kıyaslandığında Amerikan rafinerilerine üstünlük sağlıyor. Yeni geliştirilen sondaj yöntemleri de ABD petrol üretiminin artışını beraberinde getiriyor. Bu yöntemler rafinerilerin işlemesi için düzenli ham madde tedarik edilmesine yardımcı oluyor.

Elbette denge gayet hızlı bir şekilde değişebilir. ABD ekonomisi derhal toparlanacaksa, ham petrolden elde edilen yakıta yurtiçinden de ihtiyaç duyulması ham petrol talebini artırabileceğinden bu gelişme geri tepebilir. Bunun yanı sıra, ABD rafinerileri yabancı ekonomiler sendelemeye devam ettiği müddetçe müşteri kaybedebilir, bu da ABD’yi yeniden net ithalatçı yapar.

Ayrıntılar için:

http://online.wsj.com/article/SB10001424052970203441704577068670488306242.html


Comments are closed.