Kaygılı Bilimadamları Birliği (UCS) strateji ve politika müdürü Alden Meyer, diğer ülkelerin ABD olmadan bir iklim anlaşmasına varmasını önerdi. Meyer, “ABD diğer bütün devletlerden daha çok güce sahip ancak iç işlerinden kaynaklanan özel durumundan dolayı emisyonları ile ilgili daha keskin taahhütler verecek durumda değil. Önümüzdeki birkaç sene içinde de ABD’de kapsamlı bir iklim mevzuatının oluşturulmayacağı ortada” dedi.
Greenpeace İklim Politikası Müdürü Wendel Trio ise AB ve diğer ülkelerin ABD olmadan, emisyonlarını daha da çok azaltma taahhüdü vermesi gerektiğini belirtti.
Ayrıntılar için:
BM Gıda Hakkı raportörü Olivier De Schuetter Cancun Zirvesi’ni, küresel ısınmanın açlık ve fakirlik üzerindeki etkisine tarım için “Yeşil Marshall Planı” hazırlayarak karşılık vermeye çağırdı.
Ayrıntılar için:
http://uk.news.yahoo.com/18/20101129/tsc-un-food-expert-urges-green-marshall-f86fa4c.html
Cancun Zirvesi’nde konuşan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) başkanı Dr. Rajendra Pachauri panelin yayınlayacağı bir sonraki değerlendirme raporunda (AR5) artan ısı tehdidinin yanı sıra ısınmayı tersine çevirebilecek “geo-mühendislik” alternatiflerinin de yer alacağını belirtti.
Seragazlarının bu hızla salınmaya devam etmesi durumunda önümüzdeki 50 yıl içinde felaket düzeyde bir ısınmanın gerçekleşeceğini ifade eden Pachauri, IPCC’nin hazırladığı alternatifler listesinde güneş ışınını yansıtmak için uzaya aynalar yerleştirilmesi, havadaki karbonu emecek yapay ağaçlar geliştirilmesi ve sülfat zerreleri yardımıyla güneş ışınlarını uzaya dağıtacak yapay volkanların bulunduğunu söyledi.
Ayrıntılar için:
Zirveye katılan AB delegeleri mevcut emisyon taahhütlerinin gelişmekte olan ülkeleri de kapsayacak şekilde daha da katılaştırılması gerektiğini belirtti.
AB’nin Cancun beklentisi üzerine sorulan soruya ise üst düzey AB delegesi Artur Runge-Metzger, “Cancun’da sınırlı sayıda karar alınacağını sanıyoruz. Ancak girişimi ileri boyuta taşımayı ümit ediyoruz” diyerek cevap verdi.
Ayrıntılar için:
http://af.reuters.com/article/energyOilNews/idAFN2817984520101129?pageNumber=1&virtualBrandChannel=0
Cancun Zirvesi’nin ev sahibi Meksika Devlet Başkanı Felipe Calderon zirvenin fakir ülkeleri daha çok ilgilendiren, daha sıcak bir dünyaya hazırlık üzerine yoğunlaşacağını belirtti. Temel olarak adaptasyon konusunun konuşulacağını ifade eden Calderon, konferansın gerçekleştiği otelin rüzgar türbinini törenle açarken “Çevreyi korumak ve fakirlikle savaşmak ile iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve ekonomik olarak büyümek arasında ikilemde kalmak doğru değil”dedi.
Ayrıntılar için:
http://af.reuters.com/article/energyOilNews/idAFN2817984520101129?pageNumber=1&virtualBrandChannel=0
ABD Başkanı Barack Obama BM İklim Değişikliği Zirvesi’ne iki bakanı ile üst düzey bir danışmanını yollayacak.
Ayrıntılar için:
Cameron, Meksika’dan gelen özel davete rağmen görüşmelere iştirak etmeyecek.
Ayrıntılar için:
http://www.guardian.co.uk/environment/2010/nov/29/cameron-cancun-climate-change-summit?CMP=twt_gu
192 ülkeden yüzlerce delege, Meksika’nın Cancun kentinde BM tarafından düzenlenen ve iki hafta sürecek İklim Değişikliği Zirvesi için bir araya geldi. Geçtiğimiz yıl Kopenhag’da başarısızlıkla sonuçlanan konferansla kıyaslandığında, Cancun Zirvesi’nde küresel ısınmaya karşı bütün devletlerin kabul ettiği uluslar arası bağlayıcılığı olan bir anlaşmanın imzalanması beklenmiyor. Bu yılki zirve daha çok fakir ülkeleri çevre dostu teknolojilerle tanıştıracak fonlar oluşturulması ve seragazı emisyonlarının azaltılmasını biçimlendirecek hedefler konulması gibi küçük adımlar atmayı planlıyor.
Ayrıntılar için:
http://theweek.com/article/index/209828/climate-summit-will-cancun-succeed-where-copenhagen-failed
Libya’nın başkenti Trablus’ta iki gün süren Afrika-AB zirvesi’nin sonunda iklim değişikliği ile ilgili ortak bir bildirge imzalanması bekleniyordu. Ancak Afrikalı diplomatlara göre Afrika’dan çok Avrupa’nın önceliklerini yansıttığı gerekçesiyle böyle bir bildiri imzalanmadı. AB, Cancun’daki İklim Değişikliği Konferansı öncesinde Afrika’da ortak bir bildiri imzalanmasına önem veriyordu.
Ayrıntılar için:
http://www.straitstimes.com/BreakingNews/World/Story/STIStory_608611.html
Şimdiye kadar, gerçekleştirdikleri uzay yolculukları ile tanınmış olsalar da, Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) çalışanları bundan böyle ticari havacılığın geleceğini şekillendirmekte kararlı.
Kurum, uçakların da otomobillerdeki değişime ayak uydurarak daha sessiz, daha “yeşil” ve daha çok yakıt tasarrufu edecek şekilde tasarlanması gerektiğini belirtti.
Bu hedefini gerçekleştirmek için iki Amerikan savunma sanayisi deviyle 6 milyon dolarlık sözleşme imzalayan NASA, geleceğin uçaklarının mevcut modellere göre %50 daha az yakmasını, saldıkları karbon emisyonlarının yarısına kadar indirilmesini ve havaalanlarının rahatsız edici gürültüsünden etkilenen coğrafik alanların %83 oranında azaltılmasını sağlayacak bir teknoloji geliştirmeye çalışacak.
Geliştirdiği uçakları 2025 yılında hizmete sunmayı tasarlayan kurum, mühendislerinden bir yıl içinde, 7,000 millik bir alanda ses hızına yakın bir hızda hareket eden, 45,000 kg ağırlığında yolcu ya da kargo taşıma kapasitesi bulunan uçaklar tasarlamalarını istedi.
Alışılagelmişi bir kenara bırakmayı hedefleyen projeyle birlikte uçakların modelleri de değişecek. Projede NASA ile ortaklaşa çalışan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nün geçtiğimiz yıl NASA’ya sunduğu yeşil uçak modellerinde alıştığımız kanat ve gövde tasarımı bulunmuyordu. Yaratıcılığın ön plana çıkacağı tasarımların sonucunda geleceğin uçaklarının nasıl görüneceği merakla bekleniyor.
Ayrıntılar için:
http://latimesblogs.latimes.com/technology/2010/11/nasa-green-plane-technology.html