Olimpiyat oyunlarının çevresel etkisi üzerine hazırlanan yeni bir rapora göre “gelmiş geçmiş en yeşil olimpiyat” olması planlanan 2012 Londra Olimpiyatları çok daha yeşil olabilirdi. WWF ile BioRegional tarafından hazırlanan raporda enerji, atık ve kaynakların kullanımı gibi en önemli meselelerin yanı sıra kamu sağlığına edeceği etkiler açısından da 2012 Londra olimpiyat idaresinin eksikleri olduğu belirtildi. İki yeşil kuruluş da tüketilen enerji miktarı kadar yeni yenilenebilir enerjinin üretilmeyecek olmasından dolayı oyunların ne sıfır karbonlu ne de sıfır atıklı olacak şekilde gerçekleştirilebileceği görüşünde. Kısmen sponsorların ya da başlıca ticari ortakların faaliyetleri nedeniyle adil ticaret (fair trade) ürünlerini kullanma ve yerel olarak yetiştirilen yiyeceklerden yararlanma gibi pek çok fırsatın kaçırıldığı ifade edilen rapor, hava kalitesinin hedeflerin altına düşebilme ihtimalini de gerçekçi buldu.
Ayrıntılar için:
http://www.euractiv.com/climate-environment/london-2012-falls-short-greenest-news-514049
Hindistan’da TATA gibi aile şirketleri vatandaşların kalbinde ve zihninde kolay kolay değiştirilemeyecek bir yere sahiptir. Bu şirketler okul gibi sosyal kurumlar inşa etmede çalınacak ilk kapı olarak düşünülürler ve benzer sosyal ihtiyaçları karşılamalarıyla ülkedeki faaliyetlerini güvence altına alacak izni almış olurlar.
Brezilya’da kurumsal sürdürülebilirlik iklim değişikliğine ve Amazon yağmur ormanlarının idaresine odaklanmış uluslararası kurumlardan fazlasıyla etkilenir. Amazon’un dışında ise ülke içindeki dikkat rekabet edebilir bir Brezilya iş gücü yaratabilmek gibi sosyal konulara verilir.
“Dünyanın fabrikası” olmaya devam eden Çin’de de kurumsal sosyal sorumluluğun merkezinde geleneksel olarak, çok uluslu markaların belirlediği kurumsal davranış kurallarıyla uyum içinde olmak yer alır. Ancak, özellikle temiz teknolojide sürdürülebilir yatırımların Çin’deki kurumsal sosyal sorumluluk pastasında gittikçe artan bir payı vardır.
Son 20 yılda kurumsal sürdürülebilirlik çoğunlukla Batı’daki kurum ve kişilerce tanımlanmış olsa da ekonomik dengede yaşanan küresel değişimle birlikte Brezilya, Hindistan ve Çin gibi ülkeler sürdürülebilirliğin kapsamını yeniden tanımlamakta. Gelişen bu pazarların jenerasyonumuzun en temel iktisadi, çevresel ve sosyal sorunlarıyla karşı karşıya kalması, bu ülkeleri dünyamızı uzun yıllar şekillendirecek sürdürülebilirlik çözümleri için laboratuvarlar haline getirmektedir. Söz konusu ülkeler dünya sahnesinde Tianjin’deki Dünya Ekonomik Forumu, Brezilya’daki Rio+20 gibi etkinliklerle daha iyi tanındıkça da daha çok şirket sürdürülebilirlik sorunlarının bu bölgelerde nasıl önceliklendirildiğine ve çözüldüğüne dair ayrımlara varmaya başlamaktadır.
Ayrıntılar için:
http://www.greenbiz.com/blog/2012/07/20/how-brazil-china-india-redefining-sustainability?page=0%2C0
Perşembe günü yayınlanan bir Senato raporuna göre enerji sanayii çevre sicilini düzeltmediği takdirde, Kanada geniş petrol ve doğal gaz kaynaklarından tam anlamıyla yararlanamayacak.
Kanada Senatosu Enerji Komitesi’nce hazırlanan rapor Kanada’nın kaynaklarını sorumlu bir şekilde geliştirdiğine dair dünyayı ikna etme konusunda daha çok çabalaması gerektiği ifadesine yer verdi. Raporda, “Kanada ulusal düzeyde seragazı emisyonlarını azaltma konusunda kararlı olduğunu göstermelidir” denildi ve petrollü kum sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin çevre ile ilgili performanslarını artırmaları gerektiği vurgulandı.
Ayrıntılar için:
http://www.reuters.com/article/2012/07/19/canada-energy-future-idUSL2E8IJ71C20120719
Apple, 39 ürününü çevre dostu ürün tescil programı EPEAT listesinden çekmesinin üzerinden sadece bir hafta geçtikten sonra bu kararından döndü. Şirketin internet sitesinde yayınlanan ve Donanım Mühendisliğinden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Bob Mansfield tarafından kaleme alınan açık mektupta Apple’ın çevreyle barışık tutumuna değinildi ve EPEAT’ten çekilme kararı bir “hata” olarak nitelendirildi.
Mansfield mektubunda, “Ürünlerimizi EPEAT derecelendirme sisteminden çekmemiz üzerine hayal kırıklığına uğrayan pek çok sadık Apple müşterisinden tepki aldık. Bunun bir hata olduğunu kabul ediyorum. Bugünden başlamak üzere uygun olan bütün Apple ürünleri yeniden EPEAT sistemine dahil olacak” dedi.
Ayrıntılar için:
http://arstechnica.com/apple/2012/07/apple-leaving-green-product-registry-epeat-was-a-mistake/
Amerikan Enerji Verimli Ekonomi Konseyi (ACEEE) tarafından ilk defa hazırlanan Uluslararası Enerji Verimliliği Puan Çizelgesi’nde İngiltere birinci oldu. Dünyanın en büyük ekonomilerinin enerji verimliliğinin değerlendirildiği listede İngiltere’nin hemen ardından Almanya, İtalya ve Japonya geliyor. Çizelgede dokuzuncu sırada yer alan ABD’nin ise son yıllarda “ulusal düzeyde daha fazla verimlilik yolunda sınırlı ya da pek az gelişme” gösterdiğine vurgu yapıldı.
Süregelen küresel ekonomik sıkıntılara rağmen temiz enerji sektörü, 2012’nin ikinci çeyreğinde yapılan toplam 38.4 milyar sterlin değerindeki yeni yatırımlarla başarılı performansını sürdürdü. Bloomberg New Energy Finance araştırma şirketinin yayımladığı rakamlara göre güneş enerjisine yapılan yatırımların ikinci çeyrekteki küresel temiz enerji yatırımlarındaki payı ilk çeyreğe kıyasla %19 artarak 21 milyar sterlin oldu.
Ayrıntılar için:
Puma gelecek günlerde deriye veda edebilir. Puma Yönetim Kurulu Başkanı Jochen Zeitz, çevreye verdiği zarardan dolayı spor ayakkabılarında bu materyali kullanmayı bırakmak zorunda kalacaklarını belirtti. Financial Times gazetesine verdiği mülakatta Zeitz, Puma’nın da eninde sonunda deriye alternatif olabilecek malzemeler araştırması gerekeceğini ifade etti.
Zeitz mülakatında derinin üretimi ve işlenmesi süreçlerinin Puma’nın karbon ayakizini önemli miktarda artırdığını açıkladı.
Almanya merkezli şirketin bu açıklaması spor ayakkabı sanayisinin deriye olan bağımlılığını azaltmayı amaçladığının en güncel işareti.
Ayrıntılar için:
http://www.greenbiz.com/blog/2012/07/10/puma-runs-away-leather-pursuit-smaller-footprint
Mitsubishi Electric, bu hafta yayınladığı en son çevre raporunun ardından oldukça iddialı bir dizi çevre hedefi daha duyurdu. Söz konusu rapor, holdingin 2012 yılı için belirlediği hedeflerinin üstünde karbon salınımı azalttığını teyit etmişti.
Buna göre şirketin üretim faaliyetleri kaynaklı karbon emisyonları bu yılın 31 Mart’ına kadar 933,000 ton azaldı. Bu miktar şirketin tüm yıl için 955,000 ton hedefi belirlediği düşünüldüğünde hatırı sayılır bir gelişme.
Mitsubishi Electric, bu başarılı performansını üretkenliğini artırmasının yanı sıra solar fotovoltaik sistemler tesis etmesine, gerçek zamanlı enerji kontrolleri yapmasına, etkin soğutma ve ışıklandırma sistemleri kullanmasına bağlıyor.
Ayrıntılar için:
http://www.businessgreen.com/bg/news/2188873/mitubishi-electric-drives-past-carbon-targets
AB kanun yapıcıları, eşgüdümlü bir pazar hedefi kapsamında üye ülkeler arasında enerji sektöründeki şeffaflığı teşvik edecek mevzuatı destekledi.
Platts haber ajansına konuşan Avrupa Parlamentosu milletvekili Letonyalı Krisjanis Karins, “Bu girişim ortak bir AB enerji politikası yolunda atılan ilk önemli adımdır ve en nihayetinde AB vatandaşları ile enerji tüketicilerinin yararınadır” dedi.
Mevzuatla yönetim organları ya da şirketlerle yapılacak ikili anlaşmalara karşı Avrupa Tek Pazarı’nın korunması hedefleniyor.
Ayrıntılar için:
BP’nin her yıl kamuoyuyla paylaştığı Dünya Enerjisinin İstatistik Görünümü raporu geçen hafta yayınlandı. Rapora göre Danimarka şu anda enerjisinin %18’ini yenilenebilir kaynaklardan elde ediyor. 2010 yılına kıyasla enerji pastasında yenilenebilir enerjinin payını %4 artıran Danimarka, bu oranla dünyanın bütün ülkelerini geride bırakmış durumda.
Ayrıntılar için:
http://www.businessinsider.com/denmark-renewable-energy-2012-6