Soya fasulyesi daha dayanıklı ve petrole daha az ihtiyaç duyan tekerlek lastiklerine giden yolun anahtarı. Bu sonuca lastiklerinde kullandığı petrol bazlı yağ miktarını soya fasulyesi yağı kullanarak azaltmak için araştırmalar yapan Goodyear Tire and Rubber Company’nin araştırmacıları ulaştı. Buna göre soya fasulyesi yağı kullanmak lastik ömrünü %10 artırabilir ve şirketin petrol kullanımını her yıl 7 milyon galona kadar düşürebilir.
Ayrıntılar için:
IKEA bu hafta yaptığı açıklamada ABD mağazalarındaki en son solar çatı projesini tamamladığını duyurdu.Chicago ve Atlanta’daki mağazalarına yerleştirdiği solar tesisatın ardından şirket bu defa da Utah’daki Draper mağazasına kurduğu sistemle 1,015kW’lık elektrik üretileceğini belirtti.
IKEA’nın ABD’de 13 ayrı yerde daha devam eden güneş enerjisi projeleri bulunuyor.
Ayrıntılar için:
Olimpiyat oyunlarının çevresel etkisi üzerine hazırlanan yeni bir rapora göre “gelmiş geçmiş en yeşil olimpiyat” olması planlanan 2012 Londra Olimpiyatları çok daha yeşil olabilirdi. WWF ile BioRegional tarafından hazırlanan raporda enerji, atık ve kaynakların kullanımı gibi en önemli meselelerin yanı sıra kamu sağlığına edeceği etkiler açısından da 2012 Londra olimpiyat idaresinin eksikleri olduğu belirtildi. İki yeşil kuruluş da tüketilen enerji miktarı kadar yeni yenilenebilir enerjinin üretilmeyecek olmasından dolayı oyunların ne sıfır karbonlu ne de sıfır atıklı olacak şekilde gerçekleştirilebileceği görüşünde. Kısmen sponsorların ya da başlıca ticari ortakların faaliyetleri nedeniyle adil ticaret (fair trade) ürünlerini kullanma ve yerel olarak yetiştirilen yiyeceklerden yararlanma gibi pek çok fırsatın kaçırıldığı ifade edilen rapor, hava kalitesinin hedeflerin altına düşebilme ihtimalini de gerçekçi buldu.
Ayrıntılar için:
http://www.euractiv.com/climate-environment/london-2012-falls-short-greenest-news-514049
Hindistan’da TATA gibi aile şirketleri vatandaşların kalbinde ve zihninde kolay kolay değiştirilemeyecek bir yere sahiptir. Bu şirketler okul gibi sosyal kurumlar inşa etmede çalınacak ilk kapı olarak düşünülürler ve benzer sosyal ihtiyaçları karşılamalarıyla ülkedeki faaliyetlerini güvence altına alacak izni almış olurlar.
Brezilya’da kurumsal sürdürülebilirlik iklim değişikliğine ve Amazon yağmur ormanlarının idaresine odaklanmış uluslararası kurumlardan fazlasıyla etkilenir. Amazon’un dışında ise ülke içindeki dikkat rekabet edebilir bir Brezilya iş gücü yaratabilmek gibi sosyal konulara verilir.
“Dünyanın fabrikası” olmaya devam eden Çin’de de kurumsal sosyal sorumluluğun merkezinde geleneksel olarak, çok uluslu markaların belirlediği kurumsal davranış kurallarıyla uyum içinde olmak yer alır. Ancak, özellikle temiz teknolojide sürdürülebilir yatırımların Çin’deki kurumsal sosyal sorumluluk pastasında gittikçe artan bir payı vardır.
Son 20 yılda kurumsal sürdürülebilirlik çoğunlukla Batı’daki kurum ve kişilerce tanımlanmış olsa da ekonomik dengede yaşanan küresel değişimle birlikte Brezilya, Hindistan ve Çin gibi ülkeler sürdürülebilirliğin kapsamını yeniden tanımlamakta. Gelişen bu pazarların jenerasyonumuzun en temel iktisadi, çevresel ve sosyal sorunlarıyla karşı karşıya kalması, bu ülkeleri dünyamızı uzun yıllar şekillendirecek sürdürülebilirlik çözümleri için laboratuvarlar haline getirmektedir. Söz konusu ülkeler dünya sahnesinde Tianjin’deki Dünya Ekonomik Forumu, Brezilya’daki Rio+20 gibi etkinliklerle daha iyi tanındıkça da daha çok şirket sürdürülebilirlik sorunlarının bu bölgelerde nasıl önceliklendirildiğine ve çözüldüğüne dair ayrımlara varmaya başlamaktadır.
Ayrıntılar için:
http://www.greenbiz.com/blog/2012/07/20/how-brazil-china-india-redefining-sustainability?page=0%2C0
Gazeteleri, blogları ve yenilenebilir enerji ile ilgili popüler raporları okuduğunuzda hepsinde de güneş pilleriyle enerji üretiminde kaydedilen ilerlemelerden, rüzgar türbinlerindeki verimlilikten ve üretim maliyetlerini azaltma yollarından bahsedildiğini görürsünüz.
Bu adımların her biri de son derece heyecan vericidir; ancak, bugün enerjimizin nereden geldiğini incelediğimizde uzun yıllardır yenilenebilir enerji sistemlerinde yaşanan gelişmelere rağmen ABD’deki enerjinin %95’i halen fosil yakıtlarla, nükleer enerjiyle ve geleneksel hidrolik enerjiyle karşılanmaktadır.
Hal böyleyken, yenilenebilir enerjinin kullanımını bariz şekilde artıracak ancak mevcut tabloda eksik olan şey nedir? Enerjinin ekonomik bir şekilde depolanması.
Yenilenebilir enerjiye toplumun enerji üretim portföyünde aslan payı kazandıracak şey enerjiyi ihtiyacın olduğu her an ve her yerde erişilebilir kılmak. Bu da şebeke ölçekli enerji depolamasını gerektirecektir.
Ayrıntılar için:
http://venturebeat.com/2012/07/20/storage-not-generation-is-the-challenge-to-renewable-energy/
Türkiye’nin önde gelen otomotiv şirketlerinden Tofaş, AB çevre ödülüne layık görüldü. AB kriterlerine göre çevre yönetiminde Türkiye’deki en iyi şirket seçilen Tofaş’ın CEO’su Kamil Başaran, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada AB çevre ödülleri kapsamında aldıkları ödülün büyük önem taşıdığını belirtti. Başaran, Tofaş’ın sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde gerek ürünlerde gerekse üretim sürecinde etkili ve öngörülü bir çevre yönetim sistemi hayata geçirdiğini söyledi.
Tofaş 2010 yılında ürettiği toplam 312,000 araçla otomotiv sektöründe %28,5’lik bir paya erişmiş, böylece Türkiye’nin en büyük otomobil ve hafif ticari araç üreticisi olmuştu.
Ayrıntılar için:
Perşembe günü yayınlanan bir Senato raporuna göre enerji sanayii çevre sicilini düzeltmediği takdirde, Kanada geniş petrol ve doğal gaz kaynaklarından tam anlamıyla yararlanamayacak.
Kanada Senatosu Enerji Komitesi’nce hazırlanan rapor Kanada’nın kaynaklarını sorumlu bir şekilde geliştirdiğine dair dünyayı ikna etme konusunda daha çok çabalaması gerektiği ifadesine yer verdi. Raporda, “Kanada ulusal düzeyde seragazı emisyonlarını azaltma konusunda kararlı olduğunu göstermelidir” denildi ve petrollü kum sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin çevre ile ilgili performanslarını artırmaları gerektiği vurgulandı.
Ayrıntılar için:
http://www.reuters.com/article/2012/07/19/canada-energy-future-idUSL2E8IJ71C20120719
Apple, 39 ürününü çevre dostu ürün tescil programı EPEAT listesinden çekmesinin üzerinden sadece bir hafta geçtikten sonra bu kararından döndü. Şirketin internet sitesinde yayınlanan ve Donanım Mühendisliğinden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Bob Mansfield tarafından kaleme alınan açık mektupta Apple’ın çevreyle barışık tutumuna değinildi ve EPEAT’ten çekilme kararı bir “hata” olarak nitelendirildi.
Mansfield mektubunda, “Ürünlerimizi EPEAT derecelendirme sisteminden çekmemiz üzerine hayal kırıklığına uğrayan pek çok sadık Apple müşterisinden tepki aldık. Bunun bir hata olduğunu kabul ediyorum. Bugünden başlamak üzere uygun olan bütün Apple ürünleri yeniden EPEAT sistemine dahil olacak” dedi.
Ayrıntılar için:
http://arstechnica.com/apple/2012/07/apple-leaving-green-product-registry-epeat-was-a-mistake/
Amerikan Enerji Verimli Ekonomi Konseyi (ACEEE) tarafından ilk defa hazırlanan Uluslararası Enerji Verimliliği Puan Çizelgesi’nde İngiltere birinci oldu. Dünyanın en büyük ekonomilerinin enerji verimliliğinin değerlendirildiği listede İngiltere’nin hemen ardından Almanya, İtalya ve Japonya geliyor. Çizelgede dokuzuncu sırada yer alan ABD’nin ise son yıllarda “ulusal düzeyde daha fazla verimlilik yolunda sınırlı ya da pek az gelişme” gösterdiğine vurgu yapıldı.
Süregelen küresel ekonomik sıkıntılara rağmen temiz enerji sektörü, 2012’nin ikinci çeyreğinde yapılan toplam 38.4 milyar sterlin değerindeki yeni yatırımlarla başarılı performansını sürdürdü. Bloomberg New Energy Finance araştırma şirketinin yayımladığı rakamlara göre güneş enerjisine yapılan yatırımların ikinci çeyrekteki küresel temiz enerji yatırımlarındaki payı ilk çeyreğe kıyasla %19 artarak 21 milyar sterlin oldu.
Ayrıntılar için: