Sürdürülebilir mühendislik konusunda önde gelen uzmanlardan Keith Clarke, Katar’ın dünyada kişi başına en fazla karbon ayakizinin düştüğü ülke olmasına rağmen sürdürülebilir teknolojide dünya lideri haline gelmesini sağlayacak kaynağa, liderliğe ve vizyona sahip olduğunu belirtti.
İngiltere’nin en büyük mühendislik danışmanlığı firması olan Atkins’in eski İcra Başkanı Clarke, Gulf Times’a yaptığı açıklamada ülkede enerjinin fiilen bedelsiz olduğu düşünüldüğünde Katar’daki karbon ayakizi oranının o kadar şaşırtıcı olmadığını söyledi. Clarke, hükümetin ve sanayi sektörünün “karbon ötesi”ndeki ekonominin nasıl olacağına odaklandığını ve bu nedenle sürdürülebilir teknolojiler ile onlara eşlik edecek “yapı ve değerler” geliştirdiğini ifade etti. Clarke’a göre Katar, geliştirdiği bu değer ve yapıları benzer zorluklarla karşı karşıya kalan ülkelere önümüzdeki yıllarda ihraç edebilecek hale gelecek.
Ayrıntılar için:
Yapılan son araştırmalara göre giderek büyüyen sürdürülebilirlik sektöründe daha fazla kadın elemana ihtiyaç duyuluyor. İhtiyaç en çok da teknisyen ve bilimsel görevlerde çalışacak kadınlar konusunda hissediliyor. Ne var ki özellikle yeşil inşaat ve yeşil bilim alanlarında doğru nitelikleri taşıyan kadın çalışanları bulmak bazen zor olabiliyor.
Ayrıntılar için:
http://www.greenerideal.com/business/0320-more-women-are-needed-within-the-green-jobs-sphere/
Reuters haber ajansının eriştiği ve henüz yayınlanmamış bir rapora göre nükleer enerjinin dünya genelindeki kullanımı önümüzdeki 20 yıl içinde %100 oranında artış gösterebilir. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın hazırladığı raporda bu artışın nedeni olarak Asya’daki büyüme gösteriliyor.
Son 25 yılın en büyük nükleer kazasının ardından daha önceki tahminlere kıyasla daha yavaş bir kapasite artışı yaşanabileceğinin belirtildiği raporda yine de 2030 yılına kadar nükleer enerjinin kullanımında dünya genelinde %35 ile %100 arasında bir artış beklendiği ifade edildi.
Raporda Çin ile Hindistan’ın Asya’daki nükleer enerji kullanım alanını genişletecek ana merkezler olmaya devam edeceği, Rusya’nın da ciddi bir büyüme göstereceği tahminlerine yer verildi.
Ayrıntılar için:
İçlerinde beş Nobel ödüllü ekonomistin de bulunduğu 26 Amerikalı ekonomist, ABD Başkanı Barack Obama’ya AB’nin havayolu şirketlerini emisyon ticaret sistemine dahil etmesine gösterdiği muhalefeti sonlandırmasını tavsiye etti.
Başkan Obama’ya hitaben bir mektup kaleme alan ekonomistler, Obama’dan AB’nin AB ETS ile havacılık sektörünün sebep olduğu karbonu fiyatlandırdığı yenilikçi çabaya destek vermesini, hiç olmazsa bu çabalara karşı gösterdiği etkin muhalefeti bırakmasını istirham etti.
Ayrıntılar için:
Kömürden güç alan Polonya AB’nin uzun vadede karbon emisyonlarını azaltma planını ikinci defa veto ettiğinden AB’de Polonya ile ilgili hayal kırıklığı artıyor
AB Komisyonu’nun iklim değişikliğinden sorumlu üyesi Connie Hedegaard, Polonya’nın itirazlarına rağmen AB komisyonunun düşük karbon ekonomisine geçiş ile ilgili planlarından vazgeçmeyeceğini belirtti.
Yine de, AB’nin karbon hedefleri oybirliği ile belirlendiğinden Komisyon’un nasıl ilerleyebileceği merak konusu.
Ayrıntılar için:
ABD Enerji Bilgi Yönetimi’nden (EIA) yapılan açıklamaya göre ABD’de kömürün aylık enerji üretimindeki payı 2011 yılının Kasım ve Aralık aylarında yüzde 40’ın altına düştü. Kömürün bir aydaki toplam enerji üretimindeki payı en son 1978 yılı Mart ayında bu oranın altında görülmüştü.
EIA kömürün enerjideki payında görülen bu azalmayı doğal gazın artan rekabet gücüne bağlıyor. Doğal gaz fiyatları geçtiğimiz kış hatırı sayılır bir ölçüde düşmüştü. Yalnız bu sonucun ortaya çıkmasında etkili olan bir başka faktör de 2010 Ocak ayı ile 2012 Şubat ayları arasındaki dönemde bazı kömür santrallerinin kapatılması oldu. Kapatılan kömür santralleri yılda 162 milyon ton karbon açığa çıkarıyordu.
Başka bir iyi haberse yenilenebilir enerji sektöründen geldi. EIA’nın raporuna göre 2010 ile 2035 yılları arasındaki elektrik üretimindeki artışın %33’ü yenilenebilir enerjiden elde edilecek.
EIA, rüzgar enerjisini de son birkaç yıldır elektrik üretiminin en hızlı büyüyen kaynaklarından biri olarak tanımladı. 2010 yılındaki rüzgar enerjisi üretimi bir önceki yıla göre %28.1 arttı.
Ayrıntılar için:
http://www.triplepundit.com/2012/03/power-generated-coal-decreased-last-year/
Yatırımcılar fosil yakıt fiyatlarındaki dalgalanmanın ve yenilenebilir enerji projelerine yaptıkları yatırımdan elde edecekleri sabit orandaki kârın yavaş yavaş farkına varıyor.
Warren Buffet’ın da hissedarı olduğu MidAmerican enerji şirketinin 850 milyon dolar’lık güneş enerjisi projesi Topaz’ın hisse senetleri o kadar başarılı oldu ki projenin geriye kalan borçlarının da ikinci bir teklif dilimiyle kapatılması bekleniyor. 400 milyon dolar değerindeki teklif, projenin toplamda 1,2 milyar dolar olan borcunu kapatacak.
Buffet’ın Energy Future Holdings petrol şirketinin hisse senetlerine yaptığı 2 milyar dolar’lık yatırım ise ABD’deki düşük petrol fiyatlarından kötü etkilendi. Yatırımın şu anda 878 milyon dolar olan piyasa değerinin daha da düşeceği tahmin ediliyor.
http://climatebonds.net/2012/03/buffet-hedge-bet-comes-out-in-favour-of-solar/
Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre petrole olan fazla talep ve alternatif enerji ile ilgili taşınan endişeler nedeniyle 2012, enerji piyasaları için “inişli çıkışlı” bir yıl olabilir.
IEA İcra Direktörü Maria van der Hoeven, OECD Obsever’da makroekonomik endişelerin dikkatleri enerji politikasından uzaklaştırdığını ve bu durumun petrol fiyatları ve çevresel sorunlar üzerinde “endişe verici” etkiler yaratabileceğini yazdı.
Van der Hoeven Japonya’daki nükleer enerjinin iflası ile Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki huzursuzlukların petrol talebinin artmaya devam ettiği bir zamanda piyasa endişelerini artırdığını ifade etti.
Ayrıntılar için:
Polonya, AB’nin 2050 için Düşük Karbon Yol Haritası’nı tartışmak istemediğinden Cuma günü AB çevre bakanlarını bir araya getirecek toplantı krizin eşiğinde. AB’nin 2050 için Düşük Karbon Yol Haritası, yüzyılın ortasına kadar emisyonların %95’e kadar azaltılmasını öngörüyor.
Avrupa Komisyonu’nun 2011 yılı Mart ayında sunduğu yol haritası sera gazı emisyonlarını 2020’ye kadar %25 oranında azaltmayı öngörmüş ve 2030 için %40, 2040 için %60 ve 2050 için %80-95 oranında aşağı çekme hedeflerini koymuştu.
Polonya elektrik ihtiyacının %90’ından fazlasını karşılamak için kömürden yararlanıyor. Ülke geçtiğimiz Haziran ayında AB’nin karbondioksit emisyonu hedeflerinin daha da yükseltilmesi yolunda yapılan tekliflerin önünü kesmişti.
Ayrıntılar için:
http://www.euractiv.com/climate-environment/poland-defies-europe-2050-low-carbon-roadmap-news-511380