“Avustralya iklimin değişip değişmediğini bekleyip görmeli”

Avustralya hükümetinin hazırladığı karbon vergisi önümüzdeki yıl Temmuz ayında toplanmaya başlanacak. Bir süre sonra emisyon ticaret sistemine dönüştürülecek düzenlemenin ayrıntıları belirsizliğini koruyor.

Avustralya Ulusal Üniversitesi Crawford Ekonomi Okulu profesörlerinden Jeff Bennett, “Bilim seragazları üzerinde herhangi bir etkinin olabilmesi için emisyonların muazzam ölçüde azaltılması gerektiğini gösteriyor. Emisyonların böylesine muazzam bir şekilde azaltılması için ise çok çok güçlü vergiler ve emisyon üst sınırı ve ticareti düzenlemeleri yapılması gerekiyor. Bu da şu sıralar siyasi olarak pek mümkün görünmüyor” dedi ve “öteki ülkelerin ekonomilerine böylesi bir yük getirmek gibi bir merakı olmadığını belirtti. Bennett, karbon ücretlendirmesi yerine bir uyum stratejisi izlenmesini önerdi. Bennett’e göre hükümet, iklimin değişip değişmeyeceğini bekleyip görmeli ve ona göre bir yol izlemeli.

Ancak İklim Enstitüsü’nün baş direktörü John Connor, tek başına uyum stratejisi izlemeyi düşüncesizlik olarak yorumladı ve “Dünya genelinde, büyük ülkelerin bilim akademileri de iklim değişikliğinin etkilerinin hissedilmeye başladığı ve hava sıcaklıklarının uç değerlerde olacağı uyarısında bulunuyorlar” dedi.

Connor ekledi, “Dünya genelinde, emisyon ticaret sistemini uygulayan 30 ülke bulunuyor. Her yerde temiz politikalara yönelinmiş durumda ve  temiz enerjiye büyük miktarlarda yatırım yapılıyor. Bu sistemi ilk uygulayan biz değiliz, biz de başkalarının peşinden gidiyoruz.”

Ayrıntılar için:

http://www.abc.net.au/news/stories/2011/03/11/3161388.htm

Türkiye radyasyon endişesine rağmen nükleer santral inşa edecek

Hükümet, Cuma günü şiddetli bir depremle sarsılan Japonya’daki radyasyon endişesine rağmen nükleer projelerine devam etmekte kararlı.

Cumartesi günü bir açıklama yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Japonya’nın en büyük nükleer enerji santralinin 16 km yakınında bir deprem meydana geldi. Depremin hemen ardından sistem otomatik olarak kapandı. Her şey normale döndüğünde ise yeniden açıldı. Japonya’nın böylece kendini test ettiğini söylemek mümkün. Türkiye nükleer santral projelerine devam edecek” dedi.

Türkiye 2023 yılına  kadar birkaç tane daha nükleer santral kurmayı planlıyor. Türkiye’nin 50,000 megawatt olan enerji kapasitesini 2023 yılına kadar ikiye katlaması gerektiğini belirten Yıldız, bu hedefe erişilmesi için nükleer ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılacağını ifade etti.

Türkiye ayrıca nükleer hedeflerine ulaşmak ve planladığı nükleer santralleri çalıştırmak için mühendislerini yurtdışında eğitmeyi düşünüyor.

“Nükleer enerji mühendislerimizi eğitmek için gruplar halinde yurtdışına yollayacağız. Her bir grupta 60 mühendis olacak ve bir iki yıllığına eğitim alacaklar. Bu eğitim programımız ise 7 yıl sürecek” dedi.

Kaynak: BBC Monitoring

Temsilciler Meclisi, ÇKA’nın karbon düzenlemelerini durduracak kararı onayladı

Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu oturumda ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA)’nın seragazı ile ilgili getirdiği düzenlemeleri durdurma kararı alındı, ÇKA’nın karbondioksit emisyonlarının halkın sağlığını tehdit ettiği yönündeki tespitleri reddedildi.

Teklifin Senato’da da kabul edilip edilmeyeceği merakla bekleniyor.

Ayrıntılar için:

http://www.bloomberg.com/news/2011-03-10/house-panel-approves-republican-measure-to-block-u-s-epa-s-carbon-rules.html

Alman Hükümeti çok tartışılan biyoyakıtın arkasında

Alman hükümeti Salı günü yapılan görüşmelerin ardından, akaryakıt istasyonlarında geçen ay satılmaya başlanan biyoyakıt türü E10’un kullanımını desteklediğini açıkladı.

Çevre Bakanı Norbert Röttgen; petrol şirketi temsilcileri, otomobil imalatçıları ve şoför dernekleriyle yaptığı toplantıdan sonra “Petrole olan bağımlılığımızı azaltmalıyız” dedi.

Röttgen, toplantıya katılanların da iklim ve çevrenin korunması, doğal kaynakların muhafaza edilmesi ve enerji güvenliğini artırmak gibi sebeplerden dolayı E10 kullanımını desteklediğini belirtti.

Petrol zirvesi, taşıt sahiplerinin yeni yakıta pek rağbet göstermemesinden dolayı toplanmıştı. Araç sahipleri yeni yakıtın motorlarına zarar vereceği düşüncesiyle daha pahalı olmasına rağmen standart benzin kullanmaya devam ediyorlar. Şoför dernekleri de yeni yakıtın hangi araçlarda kullanılmasının uygun olacağı yönünde bir bilgilendirme yapılmadığı gerekçesiyle sürücülerin bu boykotuna destek veriyor.

Yeşil Parti lideri Cem Özdemir de hükümeti E10’un piyasaya berbat bir şekilde sunulmasından ders almamakla suçladı; daha az enerji harcayan arabalarla, elektrikli taşıtlarla, hız sınırlamalarıyla ve toplu taşımayla daha iyi bir strateji geliştirilebileceğini ifade etti.

Ayrıntılar için:

http://www.dw-world.de/dw/article/0,,14895595,00.html

İngiltere hükümeti Nisan ayında karbon taban fiyatlarını belirleyecek

Salı günü hükümetten yapılan açıklamaya göre, İngiltere Hazine Bakanlığı önümüzdeki ay karbon emisyonları taban fiyatını belirlemek için hukuki bir çerçeve hazırlayacak. Karbon taban fiyatı, hükümetin yeşil enerji üretenleri dolaylı olarak destekleyeceği Elektrik Piyasası Reformu (EMR) teklifi için büyük önem taşıyor.

Hükümet yine Salı günü yaptığı açıklamada Karbon Planı (Carbon Plan) çerçevesinde  İngiltere’nin bu yıl sonuna kadar sunulacak ilk karbon yakalama ve depolama (carbon-capture and storage) projesine 1.6 milyar dolar ödül verileceğini duyurdu.

İngiltere Başbakanı David Cameron, Başbakan Yardımcısı Nick Clegg ile Enerji ve İklim Bakanı Chris Huhne’nin başlattığı Karbon Planı, Ulaştırma Bakanlığı’ndan 2011 Haziran ayına kadar elektrikli taşıt altyapısı ile ilgili bir strateji geliştirmesini talep ediyor.

Bunun yanısıra, İngiltere Ticaret Bakanlığı 2012 Eylül ayına kadar Yeşil Yatırım Bankası (Green Investment Bank) kurmayı planlıyor. Bankanın verdiği kredi ile yaptığı yatırımın rakamları plana göre 2013 yılı Mayıs ayına kadar belli olacak.

Üç bakanın hazırladığı karbon Planı ile ilgili ortak bildiride şu ifadeler yer aldı: “ Karbon Planı, evlerimizde ve işyerlerimizde daha verimli bir şekilde kullanılacak daha temiz bir enerjiden güç alan; daha güvenli enerji temini ve daha istikrarlı enerji fiyatlarıyla, düşük karbon ekonomisinin getireceği iş olanakları ve büyümeden faydalanan yeni bir İngiltere için vizyon sunmaktadır.”

İngiliz hükümeti ayrıca oluşturacağı bir fon ile, yalıtım ve  enerji verimliliği sağlayan ısıtma sistemleri hakkında, en az 1,000 çırağı eğitecek. Bu çıraklar daha sonra hükümetin Yeşil Anlaşma (Green Deal) programının gerçekleştirilmesine destek olacak.

2012 sonbaharında uygulamaya geçirilecek Yeşil Anlaşma programı, elektrik ve gaz faturalarında yaptıkları kesintiler doğrultusunda, hanelere enerji tasarrufu yapan aletler verilmesini sağlayacak.

Ayrıntılar için:

http://uk.reuters.com/article/2011/03/08/britain-energy-timing-idUKLDE7261CS20110308?pageNumber=2

ABD İçişleri Bakanlığı, 2011 için 19 yenilenebilir enerji projesi açıkladı

ABD İçişleri Bakanlığı’nın Toprak Yönetimi Bürosu (TYB),  Milli Kamu Arazileri Sistemi (National System of Public Lands) dahilinde, 2011 yılı içinde 19 “öncelikli”  yenilenebilir enerji  projesini uygulamaya koymak istediğini açıkladı.

Batı ABD’de gerçekleştirilmesi planlanan “öncelikli” projeler listesinde dokuz güneş enerjisi,  beş rüzgar enerjisi ve beş jeotermal enerji projesi bulunuyor.  Güneş enerjisi projelerinden 2,673 megawatt, rüzgar enerjisi projelerinden  1,024 megawatt ve jeotermal enerji projelerinden de  489 megawatt enerji elde edilmesi planlanıyor.

Ayrıntılar için:

http://www.sustainablebusiness.com/index.cfm/go/news.display/id/22033

BM, “yeşil fon” görüşmelerini Nisan ayına erteledi

BM, 40 ülke temsilcisinin katılacağı ve fakir ülkelerin iklim değişikliği ile mücadele etmesine yardımcı olacak yeşil fon görüşmelerini Nisan ayına aldı.

14-15 Mart tarihlerinde yapılması planlanmış olan görüşmeler, bazı ülkelerin hangi delegeleri göndereceklerine karar veremediğinden ertelendi.

Aralık ayınca Cancun’daki  iklim zirvesine katılan hükümet temsilcileri, 2020 yılına kadar bu yardım fonuna  100 milyar dolar aktarılmasına karar vermişti.  BM ,“Yeşil fon”u küresel ısınmayla mücadele için bir “ümit ışığı” olarak nitelendirmişti.

Ayrıntılar için:

http://af.reuters.com/article/topNews/idAFJOE72305920110304

Cumhuriyetçilerden ÇKA’yı durdurmak için kanun teklifi

Cumhuriyetçiler,  ABD Kongresi’nin iki yasama organına da Perşembe günü bir kanun teklifi vererek, ÇDK’nın emisyonları düzenleme yetkisinin elinden temelli alınmasını istedi.

Çevrecilerin sert eleştirilerine maruz kalan teklifler, öncelikle Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi’ne sunulacak. Analistlerin dediğine bakılırsa, ÇDK düzenlemelerinin bütünüyle ortadan kaldırılması gibi ağır bir teklifin onaylanması ve Senato’dan geçmesi için 60 oyun gerekmesi, yasama sürecini zorlu bir mücadeleye dönüştürecek.

Ayrıntılar için:

http://news.yahoo.com/s/nm/20110304/pl_nm/us_epa_emissions_bill_2

2012’de uçak biletlerine 40 Euro kadar zam gelebilir

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard &Poor’s, havayolları bu yıl sonunda AB Emisyon Ticaret Sistemi’ne dahil  olduğunda uçak bileti ücretlerinde 40 Euro’luk bir artış yaşanacağı görüşünde.

2012 itibariyle AB ülkelerinden veya AB ülkelerine  uçuş yapan havayolu şirketleri emisyon üst sınırı ve ticareti (cap-and-trade) sistemine dahil olacaklar.

Başlangıçta, havayolu şirketlerine verilecek izinlerin büyük bir kısmı  sisteme yeni dahil olmuş öteki şirketlerde olduğu gibi ücretsiz olacak.

Ancak şirketler, bu izinlerinin karşılığı olan miktardan daha fazla CO2 salarsa, bu defa izinleri satın almak zorunda kalacaklar.

AB, havayollarına vereceği ücretsiz izin miktarını önümüzdeki günlerde açıklayacak.

Ayrıntılar için:

http://www.ft.com/cms/s/0/57474bc2-45d1-11e0-acd8-00144feab49a.html#axzz1FcJAyaXy

“Temiz Hava Yasası ile 2020 yılına kadar 2 trilyon dolar tasarruf edilebilir”

ABD Çevre Koruma Ajansı (Environmental Protection Agency) tarafından hazırlanan raporda, Temiz Hava Yasası’nın uygulanması durumunda,  ABD’nin 2020’ye kadar 2 trilyon dolar tasarruf edeceği ve her yıl 230,000 ölümün engellenebileceği açıklandı.

1990 yılında kabul edilen katı emisyon sınırlamaları sayesinde geçtiğimiz yıl, 160,000 ölümün, 130,000 kalp krizinin, 13 milyon kayıp iş gününün ve 1.7 milyon astım krizinin engellendiğini belirten rapor; 2020 yılına kadar 200,000 kalp krizinin, 17 milyon kayıp iş gününün ve 2,4 milyon astım krizinin önüne geçilebileceğini öngörüyor.

Ancak bazı iş adamları ve politikacılar ÇKA’yı, bürokratik işlemlerin getirdiği yükten, karbon izni almanın aylar gerektirmesinden yakınıyor, bu kadar fazla düzenlemenin var olan istihdam alanları için tehlikeli olduğunu düşünüyor ve ÇKA’nın durdurulmasını istiyorlar.

Ayrıntılar için:

http://www.bloomberg.com/news/2011-03-01/clean-air-act-will-save-2-trillion-by-2020-epa-report-says.html