Marks & Spencer, eko-inovasyondan kazançlı çıktı

Birleşik Krallık’ın en ünlü perakendecilerinden Marks & Spencer, eko-inovasyon ve sürdürülebilirlik önlemleri sayesinde 2011-2012 yılları arasında 134 milyon euro kazanç sağladığını açıkladı.

Yiyecek ve giyim devi Marks & Spencer, mağazalarında enerji verimliliğini artırması ve paketlemeyi %26 azaltmasıyla birlikte “satın alma operasyonlarını ve ürünlerini daha sürdürülebilir” hale getirmenin yanı sıra doğrudan maddi bir avantaj da elde ettiğini belirtti.

M&S, 1 Ocak 2012 tarihinde de dünyanın ilk büyük karbon nötr perakendecisi olmuştu.

Ayrıntılar için:

http://ec.europa.eu/environment/ecoap/about-eco-innovation/business-fundings/united-kingdom/20120718_en.htm

Emerald Biogas yiyecek atıklarından enerji üretecek

Emerald Biogas, Büyük Britanya County Durham’da ilk ticari anaerobik sindirim tesisini kurmak için onay aldı. Tesis mağazaların, süpermarketlerin, imalatçıların yiyecek atıkları ile çiftliklerin biyoyakıt mahsüllerini ve organik atıklarını kullanarak 9,000 evi ısıtabilecek biyogaz üretecek.
Programları sayesinde her yıl, düzenli atık depolama sahalarındaki 40,000 ton yiyecek atığını enerji üretimine yönlendireceklerini söyleyen Emerald Biogas’dan Adam Warren, bu süreç sonunda üretilen enerji ve ısının %100 yenilenebilir olacağını ve tesisin yeri nedeniyle komşu sektörlerin de bunlardan tamamıyla faydalanabileceğini  ifade etti.

Ayrıntılar için:

http://www.renewableenergymagazine.com/article/emerald-biogas-receives-approval-for-commercial-anaerobic/

Nestle ile Nike’ı sürdürülebilirlik stratejilerinde farklı kılan nedir?

Danışmanlık şirketi Deloitte geçtiğimiz günlerde 65 şirketin sürdürülebilir olma yolundaki çabalarını değerlendiren ve derecelendiren bir rapor yayımladı. 2012 Zero Impact Growth Monitor adlı araştırmaya göre, değerlendirmeye alınan şirketlerin %20’si çevreye “sıfır etki”li (zero impact) olabilme yolunda henüz deneyimleme aşamasında yer almakta ve sürdürülebilirlik ile ilgili pek çok konuyu ele almaya başlamış durumda.

Raporda derecelendirilen firmaların %70’i ise sıfır etkili olma yolunda yalnızca bir “teşebbüs” yaklaşımı benimsemiş. Bu şirketler sürdürülebilirlik hedeflerine dair vizyonlarını belirlemiş olsalar da uzun vadede bütünsel bir yaklaşımdan yoksunlar.

Rapor yalnızca Puma, Nike, Nestle, Natura, Unilever ve Ricoh’nun sıfır etki yaratma noktasında bir ekosistem anlayışı geliştirdiğine dikkat çekti. Buna göre bu şirketler sahiden sürdürülebilir olma yolunda benimsedikleri uzun vadeli stratejik vizyonları çerçevesinde politikalar hazırladılar. Ayrıca bütün ortaklarını ve tedarikçilerini de kapsayacak biçimde sürdürülebilir bir iş ekosistemi tesis etme sürecindeler.

Ayrıntılar için:

http://www.greenbiz.com/news/2012/08/03/nike-nestle-sustainability-strategy

Almanya 2012’nin ilk yarısında yenilenebilir enerji rekoru kırdı

En son sanayi rakamlarına göre Almanya bu yılın ilk yarısında rekor miktarda yenilenebilir enerji üretti. Almanya Ulusal Enerji ve Su Birliği (BDEW)’nin geçtiğimiz haftanın sonlarında yayımladığı ilk tahminlere göre Ocak ayından Haziran ayına kadar yenilenebilir enerji teknolojileri ülkenin tarihinde ilk defa elektrik arzının çeyreğinden fazlasına tekabül etti.

Rüzgâr enerjisi ülkede üretilen yenilenebilir enerjide en büyük payı aldı, 2012’nin ilk yarısında 24.9 milyar kWh elektrikle Almanya’nın enerji karışımında %9.2’lik bir paya ulaştı. Enerjide biyokütlenin oranı da arttı. Öte yandan fotovoltaik enerji de 2012’nin ilk yarısında %47’lik bir artış gösterdi ve enerji üretimi 14.4 milyar kWh olarak gerçekleşti.

Almanya’nın bu rekoru Avrupa’nın hızla gelişen yenilenebilir pazarını daha da teşvik edeceğe benziyor.

Ayrıntılar için:

http://www.businessgreen.com/bg/news/2195598/germany-breaks-renewables-record-during-first-half-of-2012#renewable

Peugeot zarar ettiğini açıkladı, Fransa çevre dostu otomobillere desteğini artıracak

Fransa ülkenin büyük zarara uğrayan otomobil sanayisi ve en büyük otomobil üreticisi Peugeot ile ilgili artan endişeler nedeniyle Çarşamba günü bir kurtarma planı açıkladı. Plana göre Fransa çevre dostu otomobillere olan desteğini artıracak.

Fransız otomobil sektörünün yaşadığı sıkıntılar PSA Peugeot Citroen’in bu yılın ilk yarısında 819 milyon euro zarar açıklamasıyla iyice gün yüzüne çıkmıştı. Şirket geçtiğimiz yıl ise net 806 milyon euro kâr ettiğini duyurmuştu.

Fransa Sanayi Bakanı Arnaud Montebourg’un sunduğu kurtarma planında Fransız otomobil üreticilerinin temiz otomobil pazarında pay sahibi olması umuduyla temiz otomobilleri teşvik etmek gibi bir dizi tedbir yer alıyor.

Ayrıntılar için:

http://sports.yahoo.com/news/peugeot-reveal-full-extent-losses-034733054–nascar.html

Soya fasulyesi yağı Goodyear lastiklerinin ömrünü uzatıyor

Soya fasulyesi daha dayanıklı ve petrole daha az ihtiyaç duyan tekerlek lastiklerine giden yolun anahtarı. Bu sonuca lastiklerinde kullandığı petrol bazlı yağ miktarını soya fasulyesi yağı kullanarak azaltmak için araştırmalar yapan Goodyear Tire and Rubber Company’nin araştırmacıları ulaştı. Buna göre soya fasulyesi yağı kullanmak lastik ömrünü %10 artırabilir ve şirketin petrol kullanımını her yıl 7 milyon galona kadar düşürebilir.

Ayrıntılar için:

http://www.ecoseed.org/low-carbon/low-carbon-biz/15320-soybean-oil-used-to-improve-goodyear-tires-reduce-petroleum-use

IKEA, Utah Draper’da kurduğu tesisatla 26. güneş enerjisi projesini tamamladı

IKEA bu hafta yaptığı açıklamada ABD mağazalarındaki en son solar çatı projesini tamamladığını duyurdu.Chicago ve Atlanta’daki mağazalarına yerleştirdiği solar tesisatın ardından şirket bu defa da Utah’daki Draper mağazasına kurduğu sistemle 1,015kW’lık elektrik üretileceğini belirtti.

IKEA’nın ABD’de 13 ayrı yerde daha devam eden güneş enerjisi projeleri bulunuyor.

Ayrıntılar için:

http://www.pv-tech.org/news/ikea_completes_26th_solar_energy_project_with_installation_in_draper_utah

2012 Londra Olimpiyat Oyunları “en yeşil” olma hedefinin gerisinde

Olimpiyat oyunlarının çevresel etkisi üzerine hazırlanan yeni bir rapora göre “gelmiş geçmiş en yeşil olimpiyat” olması planlanan 2012 Londra Olimpiyatları çok daha yeşil olabilirdi. WWF ile BioRegional tarafından hazırlanan raporda enerji, atık ve kaynakların kullanımı gibi en önemli meselelerin yanı sıra kamu sağlığına edeceği etkiler açısından da 2012 Londra olimpiyat idaresinin eksikleri olduğu belirtildi. İki yeşil kuruluş da tüketilen enerji miktarı kadar yeni yenilenebilir enerjinin üretilmeyecek olmasından dolayı oyunların ne sıfır karbonlu ne de sıfır atıklı olacak şekilde gerçekleştirilebileceği görüşünde. Kısmen sponsorların ya da başlıca ticari ortakların faaliyetleri nedeniyle adil ticaret (fair trade) ürünlerini kullanma ve yerel olarak yetiştirilen yiyeceklerden yararlanma gibi pek çok fırsatın kaçırıldığı ifade edilen rapor, hava kalitesinin hedeflerin altına düşebilme ihtimalini de gerçekçi buldu.

Ayrıntılar için:

http://www.euractiv.com/climate-environment/london-2012-falls-short-greenest-news-514049

Brezilya, Hindistan ve Çin sürdürülebilirliği yeniden tanımlarken

Hindistan’da TATA gibi aile şirketleri vatandaşların kalbinde ve zihninde kolay kolay değiştirilemeyecek bir yere sahiptir. Bu şirketler okul gibi sosyal kurumlar inşa etmede çalınacak ilk kapı olarak düşünülürler ve benzer sosyal ihtiyaçları karşılamalarıyla ülkedeki faaliyetlerini güvence altına alacak izni almış olurlar.

Brezilya’da kurumsal sürdürülebilirlik iklim değişikliğine ve Amazon yağmur ormanlarının idaresine odaklanmış uluslararası kurumlardan fazlasıyla etkilenir. Amazon’un dışında ise ülke içindeki dikkat rekabet edebilir bir Brezilya iş gücü yaratabilmek gibi sosyal konulara verilir.

“Dünyanın fabrikası” olmaya devam eden Çin’de de kurumsal sosyal sorumluluğun merkezinde geleneksel olarak, çok uluslu markaların belirlediği kurumsal davranış kurallarıyla uyum içinde olmak yer alır. Ancak, özellikle temiz teknolojide sürdürülebilir yatırımların Çin’deki kurumsal sosyal sorumluluk pastasında gittikçe artan bir payı vardır.

Son 20 yılda kurumsal sürdürülebilirlik çoğunlukla Batı’daki kurum ve kişilerce tanımlanmış olsa da ekonomik dengede yaşanan küresel değişimle birlikte Brezilya, Hindistan ve Çin gibi ülkeler sürdürülebilirliğin kapsamını yeniden tanımlamakta. Gelişen bu pazarların jenerasyonumuzun en temel iktisadi, çevresel ve sosyal sorunlarıyla karşı karşıya kalması, bu ülkeleri dünyamızı uzun yıllar şekillendirecek sürdürülebilirlik çözümleri için laboratuvarlar haline getirmektedir. Söz konusu ülkeler dünya sahnesinde Tianjin’deki Dünya Ekonomik Forumu, Brezilya’daki Rio+20 gibi etkinliklerle daha iyi tanındıkça da daha çok şirket sürdürülebilirlik sorunlarının bu bölgelerde nasıl önceliklendirildiğine ve çözüldüğüne dair ayrımlara varmaya başlamaktadır.

Ayrıntılar için:

http://www.greenbiz.com/blog/2012/07/20/how-brazil-china-india-redefining-sustainability?page=0%2C0

Yenilenebilir enerji ile ilgili sıkıntı üretimde değil, depolamada

Gazeteleri, blogları ve yenilenebilir enerji ile ilgili popüler raporları okuduğunuzda hepsinde de güneş pilleriyle enerji üretiminde kaydedilen ilerlemelerden, rüzgar türbinlerindeki verimlilikten ve üretim maliyetlerini azaltma yollarından bahsedildiğini görürsünüz.

Bu adımların her biri de son derece heyecan vericidir; ancak, bugün enerjimizin nereden geldiğini incelediğimizde uzun yıllardır yenilenebilir enerji sistemlerinde yaşanan gelişmelere rağmen ABD’deki enerjinin %95’i halen fosil yakıtlarla, nükleer enerjiyle ve geleneksel hidrolik enerjiyle karşılanmaktadır.

Hal böyleyken, yenilenebilir enerjinin kullanımını bariz şekilde artıracak ancak mevcut tabloda eksik olan şey nedir? Enerjinin ekonomik bir şekilde depolanması.

Yenilenebilir enerjiye toplumun enerji üretim portföyünde aslan payı kazandıracak şey enerjiyi ihtiyacın olduğu her an ve her yerde erişilebilir kılmak. Bu da şebeke ölçekli enerji depolamasını gerektirecektir.

Ayrıntılar için:

http://venturebeat.com/2012/07/20/storage-not-generation-is-the-challenge-to-renewable-energy/