Almanya dünyaya “yeşil oyuncak” vizyonu pazarlıyor

Yenilenebilir enerji konusundaki girişimleriyle öne çıkan Almanya bu sıralar oyun yoluyla çocukları enerjinin nereden geldiği ve ne kadarının kullanılabileceği hakkında bilinçlendiren çevre dostu oyuncaklar üretiminde de öncü konuma yerleşmiş durumda.

Bu yılki Nuremberg oyuncak fuarında hidroelektrikle çalışan arabalardan tutun rüzgar türbini ile yağmur sularını biriktiren düzenlemeleriyle oyuncak evlere kadar pek çok oyuncak bulunuyor.

Sürdürülebilir malzemeden yapılmış oyuncaklardan yalnızca çevre bilinci geliştirmeyi amaçlayan oyuncaklara kadar geniş bir yelpazesi olan yeşil oyuncak sektörü şu sıralar 84 milyar dolar değerindeki  küresel oyuncak sektörünün çok küçük bir kısmını oluştursa da araştırmalara göre sektörün pazar payı gün geçtikçe artıyor.  Merkezi New York’ta bulunan Earthsense araştıma firmasına göre önümüzdeki beş yıl içinde ABD’deki oyuncak pazarının 1 milyar dolar değerindeki %5’lik kısmına yeşil oyuncaklar hakim olacak.

Her ne kadar piyasada bulunan oyuncaklarla kıyaslandığında bir miktar daha pahalı olsalar da Nuremberg oyuncak fuarında yapılan bir ankete göre katılımcıların üçte biri sürdürülebilir malzemeden yapılmış oyuncaklar için %10-20 oranında daha fazla ödeyebileceklerini belirttiler.

San Francisco merkezli Green Toys oyuncak şirketinin eş kurucularından Robert von Goeben ise araştırma sonuçlarını destekler biçimde şunları söyledi: “Bundan böyle çocuğumuza nerden geldiği belli olmayan herhangi bir plastik oyuncağı oynasın diye veremeyiz. Ebeveynler daha akıllıca davranarak üründe ne kullanıldığını bilmek istiyor. Piyasayı da onların bu merakı yönlendiriyor.”

Ayrıntılar için:

http://news.yahoo.com/s/ap/20110205/ap_on_bi_ge/eu_germany_green_toys

Gelişmiş ülkelere yeşil teknoloji için çağrı

Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz 3-5 Şubat tarihleri arasında Delhi’de düzenlenen Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde küresel boyutta gerçekleşen iklim görüşmeleri sırasında müzakerecileri en çok zorlayan konulardan patentli teknolojilerin aktarımı konusunda  basın mensuplarının sorularını yanıtladı. “Sanayileşmiş ülkeler gelişmekte olan ülkelere çok az bir ücret karşılığında ya da hiçbir ücret almaksızın teknolojilerini aktarmalı” diyen Columbia Üniversitesi öğretim görevlisi Stiglitz, teknoloji aktarımı sorununu çözmek için ABD’nin 11 Eylül sonrasında zorunlu kıldığı lisanslara benzer lisansların devreye sokulabileceğini belirtti.

Ayrıntılar için:

http://www.calcuttanews.net/story/740658/ht/Rich-nations-asked-to-transfer-green-techniques

Enerji Raporu: Gezegenimiz için temiz enerji

İki yıllık bir araştırmanın ürünü olan ve WWF ile Ecofys işbirliğiyle hazırlanan Enerji Raporu (The Energy Report) yayınlandı. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden kaçınmak için, sürdürülebilirliği olmayan enerji modellerinden bir an önce uzaklaşıp tamamıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmenin tavsiye edildiği raporda, bilinen ve şimdiye kadar uygulanan enerji modellerinin çevresel ve sosyal anlamda hoş olmayan sonuçlar doğurduğu ifade edildi ve dünyanın fosil yakıtlara olan tehlikeli bağımlılığını daha fazla sürdüremeyeceği belirtildi. Gerçekleşmesi mümkün bir küresel senaryo hazırlamak için şimdiye kadar denenmiş her türlü strateji ile teknoloji alternatiflerinin değerlendirildiği raporda enerji tartışmasına yeni bir soluk getirecek ifadeler yer aldı. “Bu yüzyılın ortasına gelindiğinde dünyanın bütün enerji arzının yenilenebilir ve sürdürülebilir kaynaklarla karşılanabileceği bir sistem”in mümkün olduğunu iddia eden rapor 2050 yılında elektrik enerjisinin dünyanın her yerinde kazanacağı öneme değindi.  Raporda, Ar-Ge çalışmalarının likit yakıtlara yöneltilmesi gereğinin altı çizilirken büyük gemi ve uçaklarda biyoyakıt kullanımının yaygınlaştırılmasının ne kadar önemli olduğundan bahsedildi. Enerjinin ve özellikle elektrik enerjisinin adil bir şekilde herkese ulaştırılması gerekliliğine vurgu yapıldı. Rapora göre elektrik ve gaz kesintileri, sürekli tırmanan petrol fiyatları gibi şu an dünyanın pek çok yerinde karşılaşılan sıkıntılar, gelecekte enerji talebinin artması durumunda daha da vahim bir hale gelecek. Ancak Enerji Raporu bugünden itibaren akıllıca seçimler yardımıyla enerji tasarrufu yapılabileceği konusunda tüketicileri şu bulgusuyla yüreklendirdi: Enerji bugün akıllıca kullanılırsa toplamdaki enerji talebi %15 azaltılabilir. Böylece de 2050 yılında 9 milyar kişiye ulaşması beklenen dünya nüfusunun enerji ihtiyacı karşılanabilir.

Ayrıntılar için:

http://wwf.panda.org/what_we_do/footprint/climate_carbon_energy/energy_solutions/renewable_energy/sustainable_energy_report/

Fransızlardan Türkiye’deki nükleer enerji projelerine yakın markaj

Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Bernard Emie ülkesindeki birçok şirketin Türkiye’deki nükleer enerji projeleriyle yakından ilgilendiğini belirtti. Nükleer enerji sektöründe birçok Fransız şirketinin yer aldığını ifade eden Emie, örnek olarak nükleer santrallerin kalbini inşa eden Areva ile yine bu alanda faaliyet gösteren EDF ve GDFSUEZ şirketlerini verdi. Emie,Türk yetkililerin Fransız şirketleriyle birlikte çalışmaya sıcak bakması durumunda Fransızların nükleer enerji alanındaki bilgi birikimi ve uzmanlığını Türkiye ile paylaşmaya hazır olduğunu söyledi. Ayrıca Fransız şirketlerin Türkiye’deki taşımacılık, inşaat ve III. Boğaz Köprüsü projelerini de yakından izlediğini açıklayan Emie, “Açıkçası Türkiye radarımızda ve Fransız iş dünyasının temel önceliklerinden biri” dedi.

Ayrıntılar için:
http://todayszaman.com/news-234080-french-companies-interested-in-turkeys-nuclear-energy-projects.html

Çevre dostu bir ödül töreni: SAG Awards

1995 yılından bu yana Sinema Oyuncuları Derneği tarafından verilen Screen Actors Guild Ödülleri’ne bu yıl organizatörlerin çevre dostu olma çabası damgasını vurdu. Özellikle kâğıt oy pusulaları talep edip en beğendikleri oyuncu ve filmleri bu yolla oylamak isteyen üyeleri dışında derneğin geriye kalan 125,000 üyesinden internet üzerinden oylama yapmaları istendi. SAG Ödülleri prodüktörü Kathy Connel,  Canadian Press’e yaptığı açıklamada böylece üç ton kâğıt tasarrufu ettiklerini belirtti.

Los Angeles’taki Shrine Exhibition Center’da yapılan törene hibrit otomobillerle getirilen davetlilere; bölgede yetiştirilen organik yiyecekler çevre dostu yemek takımlarıyla ikram edildi. Ayrıca törende ünlülerin geçeceği kırmızı halıyı, ilk defa iki hafta önce Altın Küre Ödül Töreni’nde kullanılan hidrojen yakıt hücreli seyyar ışık kulesi aydınlattı.

Ayrıntılar için:

http://www.businessgreen.com/bg/news/1948986/award-ceremonies-putting-green-limelight

Şirketlerden AB’ye veryansın

Avrupa Komisyonu’nun kayıtlarına yönelik siber saldırının ardından güvenlik sorununu nasıl çözeceğine dair bir açıklama yapmayı reddetmesi iş dünyasının tepkisini çekiyor. Yöneticiler karbon spot piyasasının eskisi gibi faal olmaya başlayacağı kesin bir tarih verilmediği takdirde ticaretin önemli ölçüde zarar göreceği uyarısında bulundular.

Komisyon geçtiğimiz Cuma günü yaptığı açıklamada bu haftanın ikinci yarısından itibaren bazı üye ülkelerin gerekli güvenlik standartlarını sağladıkları için ticareti başlatabileceklerini belirtmişti. Ancak açıklamada, geriye kalan ülkelerin henüz güvenlik teminatını veremedikleri için ticaretin tamamıyla yapılamayacağı da belirtildi.

Piyasanın son durumu hakkında konuşan Uluslararası Emisyon Ticareti Birliği (IETA) Başkanı Henry Derwent, “Online bankacılık güvenli bir hale gelmesine rağmen, AB ülkeleri 80 milyar Euro değerindeki bir piyasayı koruyamadılar. Bu da AB’nin iklim hedeflerini yakalamak için geliştirdiği başlıca mekanizmanın itibarını düşürdü” dedi.

Ancak AB İklim Komiseri Connie Hedegaard karbon piyasalarına duyulan güvenin yaşanan bu dolandırıcılık nedeniyle yara aldığı iddialarını reddetti.

Davos Dünya Ekonomik Forumu’nda Bloomberg’e konuşan Hedegaard, “Hatalı olan şey sistem değil. Finansal aktifleriniz varsa dolandırıcılıkla her an yüz yüze gelebilirsiniz. Bu her yerde böyledir. Birisi kalkıp bir bankayı soydu diye bütün bir bankacılık sistemini suçlayamazsınız” dedi.

Ayrıntılar için:

http://www.businessgreen.com/bg/news/2012488/firms-slam-secretive-eu-carbon-registry-security-checks

Obama’nın planını “temiz enerji”nin tanımı belirleyecek

ABD Başkanı Barack Obama 2035 yılına kadar ülkede üretilen elektriğin temiz enerji kaynakları yoluyla elde edilmesi istediğini açıkladı. Bu hedefe güneş ve rüzgâr enerjisi ile nükleer enerji hatta doğal gaz ile kömür gibi kaynakların birlikte değerlendirilerek ulaşılacağını belirtti.

Obama’nın temiz enerji için hazırladığı planında ülkenin yakıt kaynaklarının %70’ini oluşturan kömür ile doğal gazdan elektrik üretilmesini sağlamak yer alıyor. Hükümet ayrıca nükleer güç ile yenilenebilir enerjinin geliştirilmesini teşvik edecek.

Ancak enerjinin temiz ya da kirli olup olmadığının nasıl ayırt edileceği henüz bilinmiyor. Bu konuda bir ayrım yapılması için kast edilen şeyin karbondioksit gibi sera gazları mı, cıva ile sülfür dioksit gibi zararlı kimyasallar mı ya da bunların bir birleşimi olup olmadığına karar verilmesi gerekiyor.

Obama’nın “temiz enerji standardı”nın birçok devletin benimsediği yenilenebilir enerji standartlarından farklılık gösterdiği ülkede, şu anda üretilen elektriğin %40’ı “temiz” diye nitelenen kaynaklardan elde ediliyor.

Ayrıntılar için:

http://www.rgj.com/article/20110130/NEWS/101300359/1321/news

Çin eyaletlerinin yerel karbon piyasası talebi

Çin’in bazı bölgesel yönetimleri hükümetten önümüzdeki beş yıl içinde pilot uygulama olarak yerel karbon piyasası  kurma izni almak için lobi yapıyor. Ancak analistler hükümetin bu taleplere aldırış etmeyeceği görüşünde.

Merkezi Beijing’de bulunan PriceWaterhouseCoopers’ın sürdürülebilir iş çözümleri başkanı Allan Zhang, merkezi ve yerel hükümetler arasında şiddetli bir çekişmenin olduğunu söyleyerek, yerel hükümetlerin önümüzdeki beş yıl içinde  zorunlu bir bölgesel karbon yoğunluğu hedefinin getirilmesi ihtimaline karşı hazırlık yaptıklarını belirtti.

Geçtiğimiz Ekim ayında Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu (NDRC); Jiangxi’nin başkenti Nachang, Guangdong, Hubei ile Yunnan eyaletlerinin de aralarında bulunduğu 13 pilot “düşük karbon bölgesi”nden ayrıntılı bir düşük karbon planı sunmalarını istemişti.

Hükümetin Mart ayında açıklayacağı beş yıllık ulusal planına karbon yoğunluğu oranlarının düşürülmesi için piyasa mekanizmaları kullanmaya yönelik bir taahhüt eklemesi beklenirken, eyaletler ile sanayi kuruluşlarının yüklerini hafifletmek için yürüttükleri onca lobi faaliyetine rağmen, bu taahhüdün planda çok açık bir dille  yer almayacağı düşünülüyor.

Ayrıntılar için:

http://www.reuters.com/article/idUSTRE70O2FP20110125

ABD’den dünyanın en büyük güneş enerjisi santraline kredi teminatı

ABD Enerji Bakanlığı’ndan Perşembe günü yapılan açıklamaya göre fotovoltaik panellerle çalışacak dünyanın gelmiş geçmiş en büyük güneş enerjisi santrali için NRG Energy’nin bir yan kuruluşuna 967 milyon dolar kredi teminatı verildi. Kredi, Arizona eyaletinde kurulacak 290 MW’lık güneş enerjisi üretim tesisinin inşasında kullanılacak.

NRG Solar CEO’su Tom Doyle’a göre hükümetle yürütülecek bu çalışmanın sonucunda yüzlerce iş imkânı yaratılacak ve ülkenin fosil kaynaklara olan bağımlılığı ile karbon yoğunluğu azaltılmış olacak.  

Santralin inşasının 2014 yılına kadar bitirilmesi bekleniyor.

Ayrıntılar için:

http://www.reuters.com/article/idUSN2013517620110120

AB spot karbon ticaretini aşama aşama başlatacak

Avrupa Komisyonu, Çek bir şirketin ulusal kayıtlarından 475,000 emisyon izninin çalındığını açıklamasının ardından durdurduğu Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)’ndeki spot ticareti yeniden başlatmakta temkinli davranıyor. Birkaç hafta içinde etkinleştirilmesi beklenen sistemde, üye ülkeler kayıtlarının herhangi bir siber saldırıya karşı güvenilir olduğu teminatını verene kadar eskisi gibi spot karbon alım satımı yapılamayacak.

Ayrıntılar için:

http://www.businessgreen.com/bg/news/1938716/eu-plans-phased-relaunch-carbon-spot-trading