Arşiv Ekim, 2011

Avrupalılar ekonomik krizden çok iklim değişikliğinden endişe ediyor

Haziran ayında 27 ülkeden 27,000 katılımcı ile gerçekleştirilen Eurobarometer anketinin sonuçları açıklandı. Buna göre AB kamuoyunun büyük kısmı küresel ısınmayı dünyanın karşı karşıya kaldığı en tehlikeli sorunlardan biri olarak görüyor. Ankete katılanların %51’i küresel ısınmayı en ciddi sorun olarak tanımlıyor. Genele bakıldığında ise katılımcılara göre iklim değişikliği, yoksulluğun hemen ardından dünyanın yüzleştiği en önemli mesele.

Avrupa Birliği İklim Komisyonu üyelerinden Connie Hedegaard konu ile ilgili yaptığı açıklamada sonucu yüreklendirici bir haber olarak niteledi. Hedegaard, “Bu araştırma da gösteriyor ki Avrupa vatandaşları karşı karşıya kaldığımız tek sorunun ekonomik sıkıntılar olmadığının farkındadır. Avrupalıların büyük çoğunluğu, politikacılarından ve iş dünyası liderlerinden bu önemli iklim meselesine bir an önce eğilmelerini bekliyor” dedi.

İklim değişikliğini çok ciddi bir problem olarak tanımlayan kişilerin sayısı da (%68), anketin en son düzenlendiği 2009 yılına oranla (%64) az da olsa bir artış gösterdi.

Bunun yanı sıra, katılımcılar iklim değişikliği ile mücadele etmenin ekonomik faydaları olduğunu belirtti. Her 10 kişiden 8’i bu sorunu ele almanın ekonomik bir canlanma getireceğini ve yeni iş imkanları yaratacağını ifade etti. İki yıl önce bu oran %66’nın biraz altındaydı.

Ankette ortaya çıkan bir başka sonuç da kamuoyunun seragazı salınımını cezalandırmak  ve enerji verimliliğini teşvik etmek için vergi alınmasına geniş destek vermesi oldu. AB genelinin ortalama %68’i böyle bir adımdan yana olacaklarını belirtti.

Anketin sonuçları Avrupa Komisyonu tarafından da memnuniyetle karşılandı ve üye ülkelerin iklim değişikliği mücadelesinde alınan tedbirlere destek vermeye devam ettiğinin kanıtı şeklinde yorumlandı.

Bu günlerde AB, birliğin emisyonlarını 2020 yılına kadar 1990 seviyelerinin %20 altına çekme hedefini daha da pekiştirmeyi, bu hedefi %30’a çıkarmayı tartışıyor.

Ayrıntılar için:

http://www.guardian.co.uk/environment/2011/oct/07/europeans-climate-change-poll

EPA, emisyon düzenlemelerinin yumuşatılacağını doğruladı

Amerikan Çevre Koruma Ajansı (EPA) yakında kamuoyuna sunacağı enerji santrali emisyon düzenlemelerinde, planlanandan %1.3 daha fazla sülfür dioksit ve nitrojen oksit salınımına yol açacak “küçük” değişiklikler yapacağını doğruladı.

Ajans, Cross-State Air Pollution Rule kapsamında yer alan 27 eyaletin 10’una, öteki eyaletlerden %1 daha fazla kirletme izni kredisi verileceğini, böylece bu eyaletlerdeki hava kalitesi standartlarının daha esnek hale getirileceğini açıkladı.

EPA, yapılan değişikliklerin düzenlemelerin etkisini zayıflatma amacı taşımadığının ve eyaletler tarafından sunulan en son kirlilik verilerine dayalı olağan bir değişiklik olduğunun altını çizdi.

Değişiklik, kuralların esnetilmesi için lobi yapan sektörler ve eyaletler için zafer niteliği taşıyor.

Ayrıntılar için:

http://www.businessgreen.com/bg/news/2115461/epa-confirms-plan-relax-emissions-rules

AB, havayolu şirketleri için uygulamaya koyacağı planı yumuşattı

Geçtiğimiz Pazartesi günü bir AB yetkilisi tarafından yapılan açıklamaya göre iklim değişikliği sürecini yavaşlatmak için hazırlanan AB planında, havayolu şirketlerine verilecek karbon emisyonu izinlerinin %85’i bedava olacak. Şirketlerin bedava verilen izinlerin maddi karşılığını filolarını modernize ederken kullanması umuluyor.

AB İklim Eylemi Genel Direktörü Jos Delbeke, ilk yıl sektörün ekonomik anlamda daha az etkilenmesi için havayolu şirketlerine verecekleri kotaların  %85’inin bedava olacağını açıkladı. Delbeke, havayolu şirketlerinin bu izinlerin ek maliyetini yolcularından karşılamalarına müsaade edileceğini belirtirken, bilet fiyatlarındaki muhtemel artışın 2 ile 12 Euro arasında gerçekleşmesini beklediğini söyledi.

Avrupa Komisyonu’nun iklim eyleminden sorumlu üyesi Connie Hedegaard da şirketlere ücretsiz verilen izinlerin havacılık sanayisine önümüzdeki on yılda 20 milyar Euro’dan fazla tasarruf ettireceğini ifade etti. Hedegaard, “Havayolu şirketleri elde edebilecekleri bu  gelirle filolarını modernize etmeye, yakıt verimliliğini artırmaya ve fosil olmayan yakıtları kullanmaya daha fazla yatırım yapabilir” dedi.

Ayrıntılar için:

http://www.google.com/hostednews/ap/article/ALeqM5h7fIgXQtZIIW2UmPg3sTN9gBbMkg?docId=0ebea0105eee42208e5d9d56b27ef98b

Yenilenebilir enerji Birleşik Krallık’ta rekor kırdı

Perşembe günü Enerji ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre bu yılın ikinci çeyreğinde yenilenebilir enerji Birleşik Krallık’ın elektrik ihtiyacının %9.6’sını karşılayarak rekor seviyeye ulaştı. Yeşil enerji, ülkenin elektrik şebekesine geçen yılın aynı dönemine göre %50 daha fazla katkı sağladı. Böylece bu yıl  toplamda 7.86TWh (terawatt saat) enerji yeşil enerji kaynaklarından sağlanmış oldu.

Yeşil enerjideki bu artış en başta rüzgar enerjisine bağlı gelişti. Rüzgar enerjisi geçtiğimiz yıla göre %120 üretim gerçekleştirdi. Hidroelektrik enerji üretimi ise  geçen yıla göre %75 arttı.

Nükleer enerji üretiminde de büyük artış yaşandı. Üretim %38 artışla Birleşik Krallık’ın bütün enerji arzının %21’ine ulaşarak 2006’dan bu yana en yüksek seviyesine geldi. Nükleer enerjinin bu performansı onu enerji üretiminin %22’sini sağlayan kömürle başa baş hale getirdi.

Doğal gaz ise halen ülkenin elektrik enerjisinin %44’ünü sağlıyor, ancak geçtiğimiz yıl bu oran %53’tü.

Düşük karbonlu enerji üretimindeki bu artış kısmen hava şartlarına bağlı olarak meydana geldi. Örnekse 2010 yılının ikinci çeyreğinde rüzgar enerjisi üretimi nispeten daha düşüktü. Ilık bahar ayları da genel enerji kullanımının düşmesini sağladı.

Ne var ki yenilenebilir enerji savunucuları, sektörün güçlü performansını yeni offshore rüzgar çiftliklerinin ve biyoyakıt tesislerinin açılmasının belirlediğine ve bu durumun kapasitede istikrarlı bir artışı  ispatladığına dikkat çektiler.

Ayrıntılar için:

http://www.guardian.co.uk/environment/2011/sep/29/renewable-energy-record-high?newsfeed=true