Pazartesi günü bir hükümet sözcüsünden yapılan açıklamaya göre Belçika’nın siyasi partileri ülkenin GDF Suez’e bağlı Elektrabel’e ait son iki nükleer santrali kapatmayı şartlı olarak kabul etti.
En eski üç reaktörün 2015 yılına kadar kapatılması ve 2025 yılına kadar tamamıyla nükleer enerjiden vazgeçilmesi, herhangi bir enerji açığının yaşanmasını engelleyecek alternatif enerji kaynaklarının bulunmasına bağlandı.
Belçika Enerji ve İklim Bakanlığı’nın sözcüsü, “Enerjide bir açığımız olmazsa ve fiyatlar fırlamazsa 2003 yılında kabul edilen nükleerden çıkış kanununa bağlı kalmayı düşünüyoruz” dedi.
İki santralinde toplam yedi nükleer reaktörü olan Belçika, 2003 yılında santrallerin kapatılma planlarının ana hatlarını belirleyen bir kanunu kabul etmişti.
Ayrıntılar için:
BG Group, Körfez Kıyısı’ndan uzun vadeli ilk LDG satın alma anlaşmasını imzalayarak ABD’yi sıvılaştırılmış doğal gaz ihraç eden bir pazar olmaya daha da yaklaştırdı.
Çarşamba günü duyurulan anlaşmaya göre, Cheniere Energy Partners’a ait olan ve merkezi Lousiana’da bulunan Sabine Pass LDG terminalinden 20 yıl boyunca her yıl 3,5m ton (mtpa) LDG satın alınacak. Anlaşmayı yorumlayan, danışmanlık firması PFC Energy’nin üst düzey yöneticilerinden Nikos Tsafos “Amerikan LDG ihracı konusunda şüphe duyan çok sayıdaki şirket BG’nin bu anlaşmasına bakacak ve bu konuyu bir kere daha gözden geçirip geçirmemesi gerektiğine karar verecek” dedi.
Tsafos’a göre tortulu kayalardan gaz çıkarılmasıyla daha da canlanan Amerikan doğalgazı sayesinde ABD dünyanın en büyük doğalgaz üreticisi konumuna yükseldi.
LDG talebi petrol arzının uzun vadede ne kadar yeterli olacağından duyulan korku ve düşük karbonlu yakıtlara geçiş yönünde atılan adımlarla birlikte son yıllarda artış gösterdi.
Planlara göre 2015’ten itibaren LDG ihracatı başlayacak. Cheniere Energy Partners Başkanı Charif Souki, “BG küresel LDG piyasasının en büyük katılımcılarından biri. Kendileri Sabine Pass sıvılaştırma projemiz için de güçlü bir müşterimiz olacaktır” dedi.
Ayrıntılar için:
http://www.ft.com/intl/cms/s/0/a6d853ce-fff4-11e0-8441-00144feabdc0.html#axzz1bvXX0hHN
Sektör yöneticilerinin ve analistlerinin beklediği adım, Bonn merkezli federal ağ ajansı Bundesnetzagentur’dan Perşembe günü yapılan açıklamayla duyuruldu. Kesintinin boyutunu belirlemek için 2011 Eylül ayına kadar 12 aylık bir sürenin geçmesi beklendi ve bir önceki yıl 7,800 MW’lık tesis kurulduğu ancak bu süre zarfında bu miktarın 5,200 MW’ya gerilediği görüldü.
Alman yenilenebilir enerji kanunu EEG’ye göre %15’lik bir kesintinin olabilmesi için bu dönem boyunca tesislerin 4,500 MW’dan fazla enerji üretmesi gerekiyor. Edinilen istatistiki veriler ise bu durumda en az %12’lik bir kesintinin yapılacağına işaret ediyor.
Almanya tesislerine bakıldığında dünyanın en büyük güneş enerjisi piyasası durumunda ve Amerikan First-Solar, Çin merkezli Suntech, Norveç merkezli Renewable Energy Corp ve yine Almanya’nın SMA Solar şirketi gibi sektör liderlerinin başlıca satış pazarı.
Ayrıntılar için:
http://www.reuters.com/article/2011/10/27/us-solar-subsidies-idUSTRE79Q3AU20111027
Çarşamba günü Barselona’da bir araya gelen yenilenebilir enerji sektörünün üst düzey yöneticileri, sektörlerinin ekonomik krizden ve doğalgaz kaynaklarının artmasından dolayı büyük zorluklarla karşılaştıklarını ifade etti. Yöneticiler, bütün bunlara rağmen rüzgar enerjisinin yatırımcılar ve hükümetler için halen en mantıklı seçeneklerden biri olduğunu vurguladı. Yöneticilere göre rüzgar ve güneş enerjisine yatırım yapmak ekonominin geneline çok daha faydalı, ayrıca geleneksel olmayan fosil yakıt kaynağı şist gazı çevreyi önemli ölçüde tehdit ediyor.
Dünya genelinde rüzgar çiftlikleri işleten ve başlıca mühendislik firmalarından olan Acciona’nın Yönetim Kurulu Başkanı José Manuel Entrecanales, toplantı sırasında Ernst & Young tarafından hazırlanan bir çalışmanın ilk bulgularını paylaştı. Buna göre vergiler ve istihdam etkenleri dikkate alındığında rüzgar enerjisine yapılacak yatırımlar bazı ülkelerin gayrisafi yurtiçi hasılalarına doğalgaza yapılacak yatırımlardan daha yararlı.
Ernst & Young şirketinin yaptığı araştırmanın ilk bulgularından bir başkası da İspanya’da rüzgar enerjisine yapılacak her 1 milyon Euro’luk yatırımın 15 iş imkanı sağlayacak olması. Aynı miktar doğalgaza yatırıldığında 7 iş imkanı yaratılabiliyor. AB’nin genelinde ise rüzgar enerjisine yapılacak her 1 milyon Euro’luk yatırım 21, doğalgaza yapılan yatırım 15 kişilik istihdam yaratıyor.
Araştırmanın muhtemelen yıl sonuna kadar yayınlanacağını açıklayan Entrecanales, şimdiye kadar ortaya çıkan rakamları oldukça etkileyici bulduğunu belirtti.
Petrol ve gaz sektörleri liderleri ise bu düşüncenin aksini savunuyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarını çok pahalı bulan liderler, bilinenden farklı olan bu gazın güvenli bir şekilde çıkarılabileceği ve kömüre düşük karbonlu bir alternatif olabileceği görüşünde.
Özellikle Euro bölgesindeki krizden sektör olarak çok etkilendiklerini belirten yenilenebilir enerji sektörü temsilcilerinden Energias de Portugal Yönetim Kurulu Başkanı António Mexia, yenilenebilir enerji ile ilgili kararları ertelediklerini söyledi. Mexia zayıflayan ekonominin her yerde, neredeyse her şeyi durdurduğunu ifade etti.
Ayrıntılar için:
Euro bölgesinin gün geçtikçe kötüye giden borç krizi ve ekonomik büyümesinin yavaşlama ihtimali ofset piyasasını da vurdu. BM karbon kredileri Cuma günü 7,13 Euro’ya kadar gerileyerek en düşük seviyesinden işlem gördü.
Küresel ekonomik manzaranın kötüleşmesi, etkin sanayi üretiminden doğacak seragazı salınımıyla doğrudan ilgili olan emisyon izinleri üzerinde de baskı yarattı.
Dünyanın en kötü performanslı emtiası BM karbon ofsetleri özellikle de bir BM iklim panelinin, ana talep piyasası konumundaki AB emisyon ticaret sistemindeki bolluğa bakmaksızın yeni ofsetleri piyasaya sürmeye devam etmesinden kötü etkilendi.
Ayrıntılar için:
Londra borsasına kayıtlı temiz enerji üreticisi Greenko’dan yapılan açıklamaya göre bir GE biriminin şirkete yapacağı 50 milyon dolarlık yatırım ile 2017 yılına kadar 1 GW’lık faal rüzgâr enerjisi üretme hedefine daha da yaklaşılacak.
Greenko, Hint rüzgâr enerjisi piyasasında geniş bir büyüme potansiyeli olduğunu düşünüyor. Şirkete göre rüzgâr enerjisi yılda ortalama %30 büyüme hızıyla Hindistan’da en hızlı büyüyen temiz enerji kaynağı.
Greenko Başkanı Mahesh Kolli, “Hindistan’daki rüzgâr enerjisi piyasası yaklaşık 45 GW ve bunun yalnızca 14 GW’lık kısmının tesisatı yapılmış durumda” dedi.
ABD ile Çin’den sonra dünyanın en çok seragazı salınımı yapan ülkesi olan Hindistan 2012’den itibaren enerji üretim portföyüne 17 GW yenilenebilir enerji eklemeyi hedefliyor. Ülke 2017’ye kadar bu miktarı 100 GW’a çıkarmayı amaçlıyor.
Ayrıntılar için:
Avustralya Temsilciler Meclisi tartışmalara neden olan karbon vergisi yasasını 72’ye karşı 74 oyla kabul etti.
Yasa ülkede en çok karbon salınımı yapan 500 kuruma, saldıkları her bir ton karbondioksit için para ödeme zorunluluğu getirecek. Hükümetin iklim değişikliğine karşı mücadele stratejisinin merkezinde yer alan vergi, muhalefet tarafından da eleştiriliyor. Muhalefet verginin iş kayıplarına ve hayat pahalılığına yol açacağını savunuyor.
Avustralya dünyanın en büyük kömür ihracatçısı ve kişi başına en fazla seragazı salan ülkelerden biri.
Ayrıntılar için:
Rusya Başbakanı Vladimir Putin Çin gezisine mevkidaşı Wen Jiabao ile görüşerek başladı. İki tarafın da karşılıklı iyi niyet ifadelerine rağmen ziyaretin büyük bir gaz anlaşmasının önünü açması muhtemel görünmüyor.
Çin’in Xinhua haber ajansı Putin’in ziyaretinden övgüyle bahsetti ve ziyaretin “gittikçe derinleşen Çin-Rusya işbirliğini temsil ettiğini” belirtti. Ne var ki iki büyük komşu, yıllardır müzakere ettikleri büyük kapsamlı bir gaz anlaşmasını henüz imzalayamadı.
Çetrefil gaz müzakereleri, Moskova ile Pekin arasında sıkça tekrarlanan dostluk ifadelerine rağmen karşılıklı güvensizlikten ötürü ilişkilerin sekteye uğradığının bir göstergesi. Özellikle de Rusya tarafında hissedilen bu güvensizlik Soğuk Savaş yıllarına kadar uzanıyor ve o yıllardaki sınır anlaşmazlıkları nedeniyle savaşa ramak kaldığından bu yana ilişkilere güvensizlik yön veriyor.
Ancak yakınlarda iki komşu da ABD ve müttefiklerinin uluslararası arenada aşırı müdahale ve baskı olarak değerlendirdikleri eylemlerine karşı ortak paydada buluşarak muhalefet etti.
Rusya ve Çin geçtiğimiz hafta güçlerini birleştirerek Avrupa ülkelerinin Suriye’yi protestoculara kanlı bir şekilde müdahale ettiği gerekçesiyle kınadığı BM Güvenlik Konseyi karar tasarısını veto etmişti.
Ayrıntılar için:
Fransa Enerji Bakanı Eric Besson Reuters’a yaptığı açıklamada Fransa’daki 60. nükleer santrali inşa etme planlarında bazı gecikmelere rağmen bir değişiklik olmadığını belirtti. Besson, Avrupa ve gelişmekte olan ülkelerde atom enerjisi santralleri kurmak için çok sayıda muhtemel anlaşmayı incelediklerini de ifade etti.
Mart ayında Japonya’daki Fukushima nükleer santralinde meydana gelen radyoaktif sızıntının nükleer enerjiye olan ilgiyi azaltmadığını söyleyen Besson, Fransa’nın on yıllardır biriktirdiği nükleer deneyiminden Hindistan Çin, İngiltere, Polonya, Güney Afrika, Türkiye ve Brezilya gibi ülkelere teknolojisini satarak kazanç sağlamayı umduğunu sözlerine ekledi.
Fransız Areva grubunun Finlandiya’da inşa ettiği reaktörü gezen Besson, “Bazı ülkeler nükleer programlarını sonlandırmış olabilir, ama genele bakıldığında böyle bir durum söz konusu değil. Programlarını yeniden başlatan ya da gözden geçiren ülkelerin listesi de hiç kısa değil” diye konuştu.
Ayrıntılar için:


