Arşiv Aralık, 2011

Türkiye, Rusya’nın gaz planını onayladı

Rusya Çarşamba günü Türkiye’den aldığı onay ile birlikte, Avrupa’nın Rus doğalgazına olan bağımlılığını artıracak Güney Akım projesinin önündeki son büyük engeli de kaldırmış oldu.

Rusya ile AB arasında rakip boruhatları üzerine bir süredir devam eden çekişmeyi daha da sertleştiren bu gelişme Ukrayna’nın da kendi boruhattı sisteminin kontrolünü Rusya’ya vermesi yönündeki baskıyı artırdı.

Projenin ana hissedarı olan ve Avrupa’ya verilen gazın büyük kısmını tedarik eden Gazprom’da konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada, Türkiye’nin onayının Güney Akım projesinin planlandığı şekilde 2015 sonuna kadar hayata geçirilecek olması anlamına geldiği belirtildi.

Bir Avrupa Komisyonu sözcüsü ise Güney Akım anlaşmasının sonuca fazla bir etkisi olmayacağını ve “mevcut çerçeve ile yükümlülükleri etkilemeyeceğini” ifade etti. AB yetkilileri Güney Akım’ın Nabucco gibi proje aşamasına gelmediği fikrinde.

Güney Akım projesi üzerine anlaşmaya varıldığı haberi, Azerbaycan ile bazı Orta Asya ülkelerinden Avrupa’ya doğalgaz taşınmasını öngören Nabucco projesinin güçlüklerle karşı karşıya bulunduğu bir zamanda geldi. AB, projeyi birliğin Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak için öne sürmüştü. Ne var ki Azerbaycan da geçtiğimiz günlerde Türkiye’den geçecek ve Nabucco’nun güzergahına paralel olacak kendi boruhattını inşa etmeyi planladığını açıkladı.

Ayrıntılar için:

http://online.wsj.com/article/SB10001424052970204632204577126220469891132.html

Çin, emisyon endekslerini yayınlayacak

Çin, önümüzdeki yıl enerji tasarrufu hedeflerine ulaşmak ve ekonomisini yeniden yapılandırmak amacıyla başlatacağı pilot uygulama ile seragazı emisyonlarını ve enerji tüketimini ölçen endeksler yayınlayacak.

Ulusal İstatistik Bürosu (NBS) bünyesinde yer alan enerji istatistiği departmanı direktörü Wen Jianwu, endeksleri belirli aralıklarla yayınlamayı planladıklarını belirtti.

China Daily’ye açıklamalarda bulunan Wen, önümüzdeki yılın ilk yarısında inşaat ve hizmet sektörlerindeki enerji tasarrufu ile geri dönüşümü denetleyecek istatistik bazlı bir değerlendirme sisteminin uygulamaya konacağını söyledi.

Sistemin deneneceği beş eyalet arasında Doğu Çin’deki Shandong ile Kuzey Çin’deki Shanxi eyaletleri bulunuyor.

Ayrıntılar için:

http://www.chinadaily.com.cn/usa/china/2011-12/27/content_14331600.htm

BP güneş enerjisinden çekiliyor

Şirketin 2008 yılından beri küçülen güneş enerjisi birimi Çin’in aşırı boyutlara varan rekabetine, düşen fiyatlara, fazla kapasiteye ve sektörün halen bağımlı durumda olduğu sübvansiyonlardaki azalmaya kurban gitti.

Çarşamba günü de Solar Millenium borçlarını ödeyemeyeceğini bildirmişti. Solar Millenium böylece modül üreticisi Solon’la birlikte Aralık ayında iflasını bildiren ikinci Alman güneş enerjisi şirketi oldu.

2011’in başlarında Amerikan Solyndra LLC iflas etmişti. İsviçre bankası Sarasin’in en son yürüttüğü araştırmaya göre ise Conergy ile Q-Cells, sektördeki krizden en çok etkilenen Alman şirketleri arasında.

BP, ABD’deki rüzgar enerjisi portföyü ve biyoyakıt alanında yürüttüğü faaliyetleriyle alternatif enerji sektöründe önemli bir pozisyona sahip. Şirket, alternatif enerjiye yapmayı planladığı 8 milyar dolarlık yatırımın şimdiye kadar 7 milyar dolarlık kısmını yapmış durumda.

Ayrıntılar için:

http://www.reuters.com/article/2011/12/21/us-bp-solar-idUSTRE7BK1CC20111221?feedType=RSS&feedName=environmentNews&utm_source=feedburner&utm_medium=feed&utm_campaign=Feed%3A+reuters%2Fenvironment+%28News+%2F+US+%2F+Environment%29

Durban’da Yeşil Fon için anlaşmaya yaklaşılıyor

Durban’da temaslarda bulunan delegeler, fakir ülkelerin küresel ısınmanın etkilerinden korunmalarına ve iklim değişikliğine karşı mücadele yeni bir küresel çabaya doğru yol almalarına yardımcı olacak Yeşil İklim Fonu’na son şeklini vermeye yaklaştı.

Zengin ülkeler, yükselen sıcaklıklardan doğrudan etkilenen fakir ülkelerin ekonomilerini bu şartlara uyumlu hale getirmeleri ve olumsuz hava koşullarından kendilerini korumaları için 2020 yılına kadar her yıl 100 milyar dolar yardım taahhüdünde bulunmuştu.

Fonu eleştirenler, fonun kaynakları ve toplanan paranın nasıl harcanacağı hususlarında bir anlaşmaya varılmadığı müddetçe fonun boş laftan ibaret olacağını söylüyor.

ABD İklim Elçisi Todd Stern, “Bu konuyu olumlu bir şekilde sonuçlandıracağımıza inanıyorum. Geriye birkaç teknik ve operasyonel ayrıntının müzakere edilmesi kaldı” dedi.

Bazı kaynaklara göre ise ABD; Çin, Brezilya, Meksika gibi gelişmekte olan ülkelerin de desteğini alan fon için uzun dönemli finansmanın nereden bulunacağı ve fondan yararlanacak fakir ülkelerin ihtiyaçlarının nasıl ölçüleceği konularında sıkı pazarlık yapıyor.

Uluslararası nakliyat sırasında salınan emisyonların fiyatlandırılması nakit para için bir seçenek olabilir, ancak bakanların taslaklarda yer bulan bu öneriyi benimseyip benimsemeyecekleri henüz belli değil.

Daha önceki BM görüşmelerinde de nakliyat kaynaklı emisyonlarla ilgili bir maddenin taslağa dahil edilmesi denenmiş ancak nihai taslakta böyle bir ifadeye yer verilmemişti.

Konu ile ilgili görüşlerini paylaşan HSBC iklim değişikliği analistlerinden Nick Robbins ise böyle bir fonun bu hafta tesis edilmesi halinde bile uygulamadaki gerçekliklerin fonun etkisini birkaç yıl sınırlandıracağını söyledi. Robbins, “Fonun kurulması en az 12 ay sürecektir. Ekspertiz süreci de düşünüldüğünde muhtemelen 2015 yılına kadar fondan harcama yapılamayacaktır” dedi.

Ayrıntılar için:

http://af.reuters.com/article/topNews/idAFJOE7B702420111208?pageNumber=1&virtualBrandChannel=0

Bill Gates Çin’le birlikte nükleer reaktör inşa edebilir

Bill Gates, Çin ile birlikte yeni ve daha güvenli bir nükleer reaktör geliştirmeyi müzakere ettiklerini doğruladı.

Pekin’de konuşan Microsoft’un kurucu ortaklarından Gates, amaçlarının düşük maliyetli, çok güvenli ve çok az atık üreten bir reaktör geliştirmek olduğunu belirtti.

Gates’in ciddi boyutta finansal destek verdiği Amerikan TerraPower şirketi seyreltilmiş uranyumla çalışabilecek bir nükleer reaktör geliştiriyor.

TerraPower’ın Çin hükümetinde yer alan çeşitli isimlerle çok iyi görüşmeler gerçekleştirdiğini belirten Gates, görüşmelerin daha başlangıç aşamasında olduğuna dikkat çekti.

Gates, reaktör ile ilgili araştırma ve geliştirme faaliyetleri için önümüzdeki beş yıl içinde yaklaşık bir milyar doların harcanacağını söyledi.

Ayrıntılar için:

http://www.independent.co.uk/news/world/asia/bill-gates-and-china-may-build-nuclear-reactor-6273422.html

Durban: Çin emisyonlarını azaltmayı kabul etti, gözler Hindistan’da

Seragazı emisyonlarını azaltmak için bağlayıcı bir taahhütün altına girmeyi tek taraflı olarak kabul eden Çin, Hindistan’a büyük bir darbe vurdu. Çin’in bu girişimi hala devam etmekte olan iklim görüşmeleri sırasında birlikte hareket eden BASIC ( Brezilya, Güney Afrika, Hindistan, Çin) ülkelerinin bütünlüğünü tehlikeye soktu.

Çin’in bu kararıyla Hindistan ile birlikte şimdiye kadar takındığı tutum arasında dağlar kadar fark var. İki ülke de yakın zamana kadar gelişmekte olan ülkelerden, bağlayıcı herhangi bir yükümlülük altına girilmesinin istenemeyeceği görüşündeydi.

Çin’in attığı bu adım nedeniyle Hindistan da baskı altında.

Ne var ki Çin bu yeni politikasını hayata geçirmek için bazı koşulların karşılanmasını bekliyor. Ülkenin en üst düzey iklim müzakerecisi Xie Zhenhua yasal olarak bağlayıcılığı olan bir anlaşmayı kabul etmek için beş ön koşul sunacaklarını açıkladı.

Bu koşullar ise şöyle:

  • Hakkaniyet prensibi desteklenmeli (Gelişmekte olan ülkeler Batılı ülkelerin sebep olduğu tarihsel kirlilikten tazminat alma hakkına sahip olmalı),
  • “Ortak fakat farklılaşmış sorumluluklar” prensibine uyulmalı (Bütün taraflardan yükümlülükleri aynı şekilde yerine getirmesi beklenmemeli),
  • Her ülkenin kapasitesi göz önüne alınmalı,
  • Kyoto Protokolü gelişmiş ülkelerce yeniden imzalanmalı,
  • Gelişmekte olan ülkelere kısa ve uzun vadeli finansman sağlanmalı.

Ayrıntılar için:

http://indiatoday.intoday.in/story/durban-china-accepts-climate-deal-puts-india-in-a-spot/1/162926.html

Anglo American: “Yakıt hücreleriyle yüzbinlerce iş imkanı yaratılabilir ve temiz enerji üretilebilir”

Dünyanın en büyük platin üreticisi Anglo American şirketinin CEO’su Cynthia Carroll, Güney Afrika’ya bir yandan yüzbinlerce yeni iş olanağı yarattıracak bir yandan da temiz ve sıfır-emisyonlu enerji kaynağı elde ettirecek fırsat kapısının sonuna kadar açık olduğunu belirtti.

BM İklim Değişikliği 17. Taraflar Konferansı (COP 17) başkanlığı adına düzenlenen törende konuşan Carroll, “Platinin merkezde olduğu bir yakıt hücresi sanayisi Güney Afrika’nın istihdam yaratma çabasına da destek olacaktır” dedi. Carroll ayrıca Anglo American olarak bu alanda çalışmalar yapan uzman bir birime Londra’da araştırma yaptırdıklarını, bu birimin de hidrojen hücre yakıtının Güney Afrika’da yepyeni bir sanayi sektörünün gelişmesine yol açacağı ve ülkenin küresel yeşil ekonomide önemli bir oyuncu olmasını sağlayacağı sonucuna vardığını açıkladı.

Carroll “Güney Afrika’nın 17. Taraflar Konferansı’nın (COP 17) da ötesinde iklim değişikliği tartışmasını derinden etkileyecek bir fırsatı var. Çoğunlukla iklim değişikliği tartışması anlaşılabilir bir şekilde karbon emisyonlarını azaltmaya odaklanırken, düşük karbonlu bir dünyada var olan muazzam fırsatları da gözden kaçırmamalıyız” dedi.

Carroll, Carbon Trust’ın Güney Afrika’da hücre yakıtı geliştirilmesine yönelik bulgularını da paylaştı. Buna göre,

  • önümüzdeki 30 yıl içinde, üretim, yalıtım ve bakım alanlarına yapılacak uygun düzeyde yatırımla yüzbinlerce yeni iş imkanı yaratılabilir.
  • üretilen yakıt hücreleriyle enerji güvenliği konusunda karşılaşılabilecek güçlükler alt edilebilir ve aynı anda ulusal elektrik şebekesinde önemli bir genişleme olmaksızın kırsal topluluklara enerji verilebilir.
  • bu sayede küresel piyasaya bilgi ve ürün ihracı da yapılabilecektir.

Ayrıntılar için:

http://www.miningweekly.com/article/hundreds-of-thousands-of-jobs-clean-power-from-fuel-cells-anglo-american-2011-12-05

Türkiye’ye Günün Fosili Ödülü

Türkiye, seragazı salınımında herhangi bir azaltım taahhüt etmediği halde Kyoto Protokolü’nün sunduğu fon ve teknolojiye erişmeye çalıştığı için Günün Fosili ödülüne layık görüldü. İklim Eylem Ağı’na (CAN- Climate Action Network) göre Türkiye, 1990’dan bu yana seragazı emisyonlarını %98 oranında artırdığı ve şimdiye kadar bu gidişatı değiştirmek için herhangi bir yükümlülük üstlenmediği ya da açık bir hedef belirlemediği için bu ödülü hak etti. Türkiye bunun yerine maddi kaynaklarını daha çok sayıda kömür santrali inşa etmek, iki nükleer santral planlamak ve yol yapmaya sarf etmeyi tercih etti. 15 bin kilometrelik bölünmüş yeni karayolu ve İstanbul’a yapılacak üçüncü köprü de yolda.

Türkiye şimdi de herhangi bir emisyon azaltım hedefi ya da yükümlülük dillendirmeden Kyoto Protokolü’nün teknoloji ve finans mekanizmalarına dahil edilmeyi talep ediyor. Ülke hızla gelişmekte olan ülkeler için de kötü örnek teşkil ediyor. İktisadi büyüme söz konusu olduğunda hükümet rakamlardan bahsetmeyi çok severken, laf seragazı emisyonlarından açıldığında Türkiye bu rakamları halının altına süpürmeyi tercih ediyor.

Türkiye’nin bu “iki yüzlü” tutumu kabul edilemez. En iyi rüzgar, güneş enerjisi ve jeotermal enerji kaynaklarına ve en yüksek enerji verimliliği potansiyeline sahip ülkeler arasında yer alan bir ülke bundan çok daha iyisini yapabilir. Türkiye’nin Annex-1 ülkeleri arasındaki  “özel konumu” bir şey yapmadan çok şey istemek için bir bahane olamaz.

Ayrıntılar için:

http://www.climatenetwork.org/fossil-of-the-day/turkey-earns-its-first-fossil-wanting-everything-giving-nothing

BMW ile Toyota’dan elektrikli taşıt bataryalarında işbirliği

Toyota ve BMW’den dün yapılan açıklamaya göre iki motor devi, elektrikli otomobil bataryalarını bundan sonra birlikte tasarlayacak.

Tokyo’da basın toplantısı düzenleyen şirket yöneticileri, ortakların araştırmayı iki koldan yürüterek yeni modellerin geliştirilmesini hızlandırmaya çalışacağını belirtti.

Toyota Motor Europe Yönetim Kurulu Başkanı Didier Leroy, “Temelde iki şirket de mühendislik şirketi, bu nedenle de pek çok açıdan aynı dili konuştuğumuzu fark ettik. Japon ve Avrupa mühendislikleri bir araya geldiğinde ve tam anlamıyla bir işbirliği sağlandığında ortaya nelerin çıkabileceğini görmek ilginç olacak” dedi.

Anlaşma, sektörün gittikçe sıkılaşan emisyon sınırlamalarına ve yükselen yakıt tasarrufu standartlarına maruz kaldığı bu günlerde üreticiler arasında gerçekleşen bir dizi işbirliğinin en son örneği.

Plug-in Prius Hibrid otomobilini piyasaya sürmeye hazırlanan Toyota; Ford, Panasonic ve elektrikli araç üreticisi Tesla ile halihazırda işbirliği içerisinde.

BMW ise PSA Peugeot Citroen ile bu yılın başlarında hibrid otomobil parçası geliştirmek için birlikte çalışmaya başlamıştı. BMW, Amerikan Fisker markasının ürettiği Karma’nın önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak üst modelinin motorunu da tedarik edecek.

Ayrıntılar için:

http://www.businessgreen.com/bg/news/2129660/bmw-toyota-collaborate-electric-car-batteries

Çin ile Brezilya’dan karbon ofset ticaretine blokaj tehditi

Çin ve Brezilya, zengin ülkelerin Kyoto Protokolü’nün uzatılması yolundaki taleplerini reddetmesi halinde dünyanın en büyük karbon piyasalarından birinin tehlikeye gireceği uyarısında bulundu. Çin’in Durban’daki  baş müzakerecisi Su Wei, “20 milyar dolar (14.9 milyar euro) değerindeki BM destekli karbon ofset piyasasının, ülkelerin Kyoto iklim anlaşmasının ikinci aşamasına dahil olmayı taahhüt etmeden faaliyetine devam edebilmesi akla sığmaz” dedi. Brezilya baş temsilcisi Andrea Correa do Lago  da “ Kyoto Protokolü’nde yer almadan bu protokolün mekanizmalarından yararlanabileceğinizi düşünemezsiniz” yorumunu yaptı.

Çin ile Brezilya’nın bu uyarısı dikkate değer, çünkü programa kayıtlı 3,500 projenin ilki Brezilya, toplamdaki bütün projelerin %46’sı ise Çin merkezli.

Ayrıntılar için:

http://www.irishtimes.com/newspaper/world/2011/1202/1224308474749.html