Blog Archives

Fas’ta düşük karbon ekonomisine geçiş

Kuruluşunu Dünya Bankası, Küresel Çevre Fonu, Afrika Kalkınma Bankası, Instituto de Credito Official (İspanya) ve Office National de l’Electricite’nin finansal olarak desteklediği Ain Beni Mathar’daki konsantre güneş enerjisi santrali kendi alanında bir ilk olma özelliği taşıyor.

Cezayir ile doğu Fas arasında bulunan ve ülkenin elektrik ihtiyacını karşılayan tesis, dünyanın başka yerlerinde de konsantre güneş enerjisi santrallerinin kurulması için güzel bir örnek teşkil ediyor.

En son teknoloji ve tasarımı kullanan santralde 224 parabolik ayna dizisi bulunuyor. Kısa zaman içinde benzer tasarımlı santrallerin Mısır ve Cezayir’de de faaliyete geçmesi bekleniyor.

Ain Beni Mathar santrali düşük karbon emisyonlu güneş enerjisi üretiyor. Onlarca iş imkanı yaratan santral bir yandan da yerel ekonomiyi güçlendiriyor.

Fas, düşük karbonlu ekonomiye geçiş için bir çok alana yatırımlarını artırıyor. Hükümet enerji verimlilik tedbirleri, rüzgar enerjisi ile daha az karbon yayan toplu taşıma çözümlerine yönelerek bu alanda çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.

Dünya Bankası Fas hükümetinin güneş enerjisini elektrik üretiminin merkezine aldığı ve düşük karbonlu ekonomiye geçişte yaptığı küresel katkıdan ötürü desteklemeyi sürdürecek. Bu desteğin bir parçası olarak Fas’ın diğer bölgelerinde de benzer işlevli tesisler kurulacak.

Ayrıntılar için :

http://save-more-energy.com/news/Low_Carbon_Economy_Morocco.htm

Brezilya karbon emisyonu azaltma hedefine vaat ettiğinden dört yıl önce ulaşacak

Brezilya devlet başkanı Luiz Inacio da Silva, ülkenin İklim Değişikliği Forumu’nda,  karbon salınımını hedeflenenden dört yıl önce istenen düzeye getireceklerini belirtti.

“2003’ten bu yana iklim değişikliği sorununa eğiliyoruz ve ekonomimizi de büyüttüğümüz halde  2.8 milyar ton daha az karbondioksit salmışız. Bu tempomuzu korursak ki göstergeler de bunu yapabileceğimiz yolunda, 2016 yılı için taahhüt ettiğimiz gönüllü karbon azaltma hedefimize, en başta hedeflediğimiz tarihten dört yıl erken ulaşacağız” dedi.

Geçtiğimiz yıl Kopenhag’da gerçekleştirilen BM İklim Değişikliği Kongresi’nde Brezilya, 2020’ye kadar salınan seragazı oranını %36 -39 oranında gönüllü olarak azaltacağını taahhüt etmişti.

Amazon yağmur ormanlarının ağaçsızlandırılması sebebiyle Brezilya dünyanın en fazla karbon salınımı yapan ülkelerinden biri. Ancak Lula’ya göre 2003 yılında uygulamaya giren Amazon ormansızlaştırmasını kontrol etme ve engelleme planıyla birlikte Brezilya son 21 yılın en düşük ağaçsızlandırma oranını yakalamış durumda.

Başkan ülkenin saldığı karbon oranını azaltmak üç yeni girişimde bulunduklarını da açıkladı. Bunlar : BM’e sunulan ikinci ulusal UNFCCC bildirisi, hükümetin hazırlayacağı, beş özel sektör alanında takip edilecek stratejiler ve dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan, İklim Değişikliği Ulusal Fonu. Petrol arz zincirinden elde edilen kazancı iklim değişikliğine uyum ile bu değişikliğin etkilerini azaltmak için kullanacak fon, Enerji Bakanı Jose Machado’ya bir yandan düşük karbonlu sürdürülebilir enerji modelini teşvik ederken bir yandan da Brezilya’yı 21. Yüzyılın süper gücü haline getirecek.

Ayrıntılar için :

http://www.ens-newswire.com/ens/oct2010/2010-10-27-01.html

Yeşil Enerji Savaşının Galibi: Çin

Çin’in temiz enerji üretimi için girilen yarışta ABD’nin önüne geçtiği tahmin ediliyordu. Ancak Ernst & Young bu tahmini resmen doğruladı. Buna göre, Çin şu anda yenilenebilir enerji projelerine yatırım yapmak için en cazip yer konumunda bulunuyor. ABD ise bu yıl, ülkelerin ulusal yenilenebilir enerji piyasaları, yenilenebilir enerji altyapıları ve bireysel teknoloji için uygunluğunu 100 üzerinden puanlayan Ernst &Young’ın Yenilenebilir Enerji Yatırımları Çekiciliği Endeksi’nde ikinci sıraya geriledi.

ABD’nin zirveyi Çin’e kaptırmasının en önemli sebebi Çin’in bu yılın ikinci yarısında temiz enerjiye 11.5 milyar dolarlık varlık finansmanı ayırması oldu. Çin’in piyasaya sürdüğü bu miktar, Washington’ın Yenilenebilir Enerji Standardı’nı yaz boyunca eyleme geçirememiş olmasıyla birleşince yatırımcılar ABD’nin yeşil projeleri destekleyebileceği konusunda şüpheye düştüler.

Bu yılın endeksine göz atıldığında İspanya’nın da ülkenin meşhur güneş enerjisi sübvansiyonlarının yıkımıyla birlikte bir puan gerilediği görülmektedir. Hatırlanacağı üzere daha fazla tasarruf etmek için ülke fotovoltaik güneş enerjisi santrallerine verdiği desteği belirli oranlarda azaltmıştı. Almanya da endeks verilerine göre fotovoltaik tarifelerinde gittiği azaltmadan dolayı bir puan geriledi.

Endekste dikkat çeken bir başka bulgu ise Avrupa ve ABD bocalarken diğer ülkelerin mesafe kaydetmeye devam etmesi. Öyle ki, Japonya geçtiğimiz yıl güneş pili piyasasında kaydettiği ve bir önceki yıla göre 2.6 kat olan büyümeden ötürü endeksteki yerini bu yıl bir puan artırırken, Yeni Zelanda da karbon emisyonu ticaret sistemi sayesinde bir puan kazanmayı başardı.

Elbette ki bu rakamlar Avrupa ve ABD’nin yenilenebilir enerji yarışının dışında kaldığını göstermiyor. Endeksten çıkarılabilecek asıl sonuç : Temiz enerji yatırımlarını bir sonraki yıl hangi ülkenin daha çok çekeceği hiç belli olmaz.

Ayrıntılar için:

http://www.fastcompany.com/1687690/china-overtakes-us-in-ernst-young-renewable-energy-rankings

640 milyar dolar tasarruf ederek 625 bin iş olanağı yaratmayı kim istemez?

Senatör Reid ve Amerikan İlerleme Merkezi, ekonomik canlanma yolunda tavsiye edilebilecek en etkili reçeteyi ABD’de açıkladı.

ABD Senatörü Harry Reid geçtiğimiz hafta bir konferans görüşmesiyle Amerikan İlerleme Merkezi’nin enerji verimliliği konusunda yayınladığı “Efficiency Works” (Verimlilik İşe Yarıyor) adlı raporu medyayla paylaştı. Raporda ortaya konulan en önemli bulgu ise enerji verimliliğinin tartışılamaz önemi. Çünkü kişisel servetin en çok göz ardı edilen ve yararlanılmayan kaynaklarından olan enerji verimliliği, aksayan bir ekonomiyi canlandırmak için aslında çok şey vaat ediyor.

Raporda enerji verimliliğinin önemi çarpıcı rakamlarla doğrulanıyor. Buna göre ABD’deki enerji tüketiminin %22’si konutlarca gerçekleştiriliyor ve bu tüketim yıllık 230 milyar dolara mal oluyor. Bunun 122 milyar doları, yani yarısından fazlası ise konutları ısıtmak ya da soğutmak için harcanıyor. Enerji Bakanlığı’na göre bu oranın %40’ı kötü yalıtım ve sızıntılar yoluyla boşa gidiyor. Aynı şekilde enerji tüketiminin %18’ini gerçekleştiren işyerlerinde de enerji verimliliğinden bahsetmek hayli güç.

Bütün bu rakamlar toplandığında, sızıntılı ve cereyanlı evlerin 2/5’i yalıtılması          durumunda, önümüzdeki 10 yıl içinde ortak enerji tasarrufuyla birlikte ABD ekonomisine 640 milyar dolar kazandırılabileceği ve 625 bin yeni, sürekli iş olanağı sağlanabileceği görülür. Binaların 3/5’ini iyileştirilebilirse, bir trilyon dolar tasarruf edilmesi ve bir milyon yeni iş fırsatı yaratılması mümkün olur. Hiç de fena gözükmeyen bu teşvik paketiyle ayrıca ABD’de salgılanan karbon salınımının en az %5’i azaltılır ve iklime de büyük bir katkı sağlanmış olur.

Ayrıntılar için:

http://www.mnn.com/green-tech/research-innovations/blogs/how-to-create-625000-jobs-and-save-640-billion?utm_source=twitterfeed&utm_medium=twitter