Hindistan Çevre Bakanı Jairam Ramesh, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada BM’nin Cancun’da gerçekleştireceği İklim Değişikliği Konferansı’nın, teknoloji transferi ve sürdürülen diyalogun güvenilirliği gibi çetrefil konularda bir sınav niteliği taşıyacağını belirtti.
Jairam Ramesh, “Cancun son şansımız. Bütün iklim değişikliği müzakere sisteminin samimiyeti buna bağlı. Orada da eyleme dökülecek kararlar alınmazsa artık herkese gına gelecek” dedi.
Dünya Odalar Federasyonu (WCF) başkanı Rona Yırcalı California’da vali Arnold Schwarzenegger ile birlikte bölgesel idareleri iklim değişikliğine karşı savaşmaya seferber eden “Regions 20” (R20) hareketini başlattı. R20, bir yandan küçük ve orta ölçekli işletmelerin ticaret odalarının desteğiyle sürdürülebilir çözümlerle faaliyet göstermesine yardımcı olurken, bir yandan da bu işletmelerin düşük karbon ekonomisini iyi anlayıp ondan yararlanmasını ve yeni iş olanakları belirlemesini sağlayacak.
Zirvede konuşan Schwarzenegger, “Ulusal ya da uluslararası ölçekte birilerinin harekete geçmesini beklemek gibi bir lüksümüz yok. Şimdi harekete geçme zamanıdır, bizler de R20 hareketiyle işte bunu yapıyoruz” dedi.
Schwarzenegger’in bir yıl önce, başlatılacak bir girişimde kendilerine işbirliği teklif etmesinin ardından, Yırcalı III. Küresel İklim Zirvesi’nde mutabakatı imzalayarak federasyonun projeye desteğini açıkça göstermiş oldu.
Milletlerarası Ticaret Odası (ICC)’nın şemsiyesi altında faaliyet gösteren WCF, R20 hareketiyle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki hükümet ve özel sektörün bölge düzeyinde geliştireceği düşük karbon salınımı hedefleyen enerji projelerinin sayısını artırmayı hedefliyor.
WCF başkanı Yırcalı “Üst düzey politika verilerini küçük ve orta ölçekli işletmelere özgü sürdürülebilirlik projelerine dönüştürmek için, 60 yıldır dünya genelindeki 12,000’den fazla ticaret odası arasında köprü görevi görmüş WCF’den daha uygun bir kurum bulunamazdı” diye konuştu.
Dünya genelinde 60’tan fazla coğrafik bölgenin desteğini alan R20 hareketine mümkün olduğu kadar çok bölgesel odanın katılımını sağlamaya çalışacak olan WCF düzenleyeceği yerel etkinlikler ve bulunacağı girişimlerle, R20’nin kamu ve özel sektör ortaklığını kolaylaştırmasına, daha önce iyi sonuçlar almış uygulamaların yayılmasını teşvik etmesine, çevreye yararlı yeniliklerin (eko-inovasyon) geliştirilmesini hızlandırmasına ve temiz enerji projelerini hayata geçirmesine yardımcı olacak.
Ayrıntılar için:
Japonya, siyasilerinin ekonomiye yoğunlaştığı şu günlerde taahhüt ettiği oranda seragazı azaltmayı bu ay içinde Meksika’da düzenlenecek iklim zirvesinden önce yasalaştıracak gibi görünmüyor. Önümüzdeki yıl yasalaşması beklenen tasarının fosil yakıt kullanan kişilere getirilecek vergi gibi birtakım yeni düzenlemeler içermesi tahmin ediliyor.
1990’daki seragazı oranını 2020’ye kadar %25 azaltacağını taahhüt eden ülkenin sanayicilerine göre ise 2020 hedefinin karbon ofsetleri olmadan tutturulması zor. Bu önerileri dikkate alan iktidardaki Demokratik Parti’den bir proje ekibi fosil yakıt kullananlara ek bir vergi getirecek teklifi meclise sundu.
Fosil yakıt kullanımından kaynaklanan CO2 emisyonlarına getirilecek bu vergi, kaynakların temiz enerji sektörünü aktarılmasını hedefliyor. Bu yakıtları kullananların ödeyeceği vergilerle bir yılda 250 milyar yen (3 milyar dolar) toplanması bekleniyor.
Öte yandan CO2 emisyonlarının vergiye bağlanması, hükümetin güvenilirliğini de test edecek. Haziranda arttığı görülen mali borçlara rağmen, temiz enerji sektörünü büyümenin yeni lokomotifi haline getireceğini belirten hükümet yetkililerinin önümüzdeki günlerde neler yapacağı merakla bekleniyor.
Ayrıntılar için:
Geçtiğimiz Çarşamba günü tarım araştırma gruplarının yaptığı açıklamaya göre dünyanın her yerindeki kalkınma ajansları tarım sektörünü iklim değişikliğine hazırlamak ve salınan seragazı oranını azaltmak amacıyla düzenlenen on yıllık program için 200 milyon dolar harcayacaklar.
Bu fon önümüzdeki günlerde daha da artması beklenen sel ve kuraklık ihtimaline karşı, hızla çoğalan ve zenginleşen dünya nüfusunu beslemek için neler yapılması gerektiği konusunda yürütülecek araştırmalara harcanacak.
Uluslararası Gıda Politikası Araştırma Enstitüsü’nden Gerald Nelson geçtiğimiz günlerde çok sayıda tarım uzmanı ve haberci karşısında yaptığı konuşmada insanlık olarak büyük bir gıda güvenliği tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuzu belirtti.
Aynı toplantıda söz alan Uluslararası Tropik Tarım Merkezi’nden bir başka uzman, Andy Jarvis’e göre ise 2050’ye kadar iklim değişikliğinin bir sonucu olarak dünya genelinde gıda üretimi potansiyeli %5 ile %10 arasında azalacak.
Bu tehlikeyle mücadele etmek için hazırlanan program, küresel ölçekte sorgum, darı, tatlı patates, buğday, pirinç ve mısır gibi 50 ana tarım ürününün yükselen sıcaklıklar ve yağış değişimlerinden nasıl etkilendiğini analiz edecek.
Toplantıya katılan Uluslararası Tarımsal Araştırmalar Danışma Grubu başkanı Bruce Campbell, “Proje sıcak nokta olarak adlandırılabilecek Afrika ve Hindistan’ın bazı bölgelerinde 2050’ye kadar fakirlik oranını %10, bu bölgelerde yetersiz beslenen kişi oranını %25, bunun yanı sıra seragazı salınımını milyonlarca ton azaltmayı hedefliyor” açıklamasında bulundu. Tarımın dünya genelinde salınan karbon oranının %22 ile %30’unu kapsadığı da göz önünde bulundurulursa, programın ne kadar önem teşkil ettiği açıkça görülmekte.
Ayrıntılar için:
Amerikan Çevre Koruma Ajansı şirketlere ve eyaletlere tasarruf ettiren enerji verimliliği önlemleri konusunda yardımcı olacak yeni talimatlar yayınladı. Bu talimatlar Temiz Hava Yasası’nın insan sağlığını ve çevreyi hava kirliliğinden korumak için zorunlu kıldığı direktiflerin bir sonucu olarak hazırlandı. Yalnızca yüksek oranda karbon salan şirketlerin tabi olacağı talimatlarla emisyon oranlarının en verimli yöntemlerle aşağıya çekilmesi hedeflenmiş durumda.
Programın 2 Ocak 2011’den 30 Haziran 2011’e kadar sürecek ilk safhasında büyük sanayi birimleri yeni tesisler inşa etmek ya da eskilerini modernize etmek istedikleri takdirde, salacakları karbon oranının yıllık 75 bin ton ya da daha fazla olması durumunda, bu izin almak zorunda kalacaklar. 1 Temmuz’dan itibaren ise 100 bin ton karbon salınımı yapan sanayi birimleri, izin alabilmek için değerlendirmeye tabi tutulacak.
Çevre Koruma Fonu’nda özel projeler müdürü ve Çevre Koruma Ajansı İklim Değişikliği Çalışma Grubu eş başkanı Mark MacLeod: “Enerji verimliliği özellikle imalat sektöründe kirliliği azaltmak ve tasarruf etmek için en akılcı yöntemlerden biri” dedi.
MacLeod, “Hazırladığımız talimat listesi şirketleri izin sürecine hazırlayacak. Şirketler bir yandan kendileri ile müşterileri için tasarruf ederken diğer yandan ise kirliliğin azaltılması için çözümler üretecekler” diye ekledi.
Ayrıntılar için:
Washington’da bulunan Çevre Koruma Ajansı, seragazlarını kontrol altına almak ve iklim değişikliğine uyum sağlamak amaçlı beş stratejik hedef belirledi.
Bu hedefler ajansın çevreyi ve insan sağlığını korumak gibi temel misyonlarını gerçekleştirirken ajansa yol gösterecek. Ajans, önümüzdeki günlerde hava kalitesinin iyileştirilmesine, su kaynaklarının korunmasına, sürdürülebilir kalkınmada yol almaya, kirliliği engellemeye ve çevre kanunlarını hayata geçirmeye odaklanacak.
Amerikan Kongresi’nin aldığı karara göre her üç yılda bir yenilenmesi gereken beş yıllık plan, ajansın daha temiz, daha yeşil ve daha sürdürülebilir bir çevre hedefine ulaşmasına yardımcı olacak.
Ayrıntılar için:
Geçtiğimiz günlerde Türkmenistan’ı ziyaret eden cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkmenistan cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhamedov ile ortak bir bildiri imzaladı. Bildiriye göre, Türkiye, Türkmen gazının uluslar arası piyasalara taşınması için Türkmenistan ile işbirliği yaparak yeni ihracat rotaları oluşturulmasına yardımcı olacak. Türkmen TV’nin haberine göre iki ülke cumhurbaşkanlarının imzaladığı ortak bildiride şu ifadelere yer verildi:
“İki ülke liderleri enerji sahasında şimdiye kadar yürüttükleri işbirliğini geliştirme niyetlerini ifade ettiler. Özellikle de uluslar arası piyasalara Türkmen gazının ihraç edilmesi için alternatif hatlar keşfetmek noktasında, önümüzdeki günlerde Türkiye ile daha çok işbirliği yapılacak.”
Bildiride ayrıca iki ülke cumhurbaşkanlarının Türkiye’ye Türkmen elektriğinin sağlanması konusunda işbirliğinin öneminin altını çizdikleri ve bu alandaki çalışmaların da önümüzdeki günlerde yoğunlaştırılacağı kaydedildi. Temel küresel sorunlar hakkında da görüş alışverişinde bulunan cumhurbaşkanları, bölge ve dünya genelinde barış ve istikrar ortamının gelişmesine birlikte katkıda bulunacaklarını belirttiler. İki ülkenin uluslar arası terörle mücadele, uyuşturucu kaçakçılığı, organize suçlar ve küresel güvenliği tehdit eden her türlü unsura karşı ortaklaşa adımlar atacağı da bildiride yer alan kararlar olarak dikkat çekti.
Ayrıntılar için:
BP yetkilileri Azerbaycan doğal gazını taşımak için en doğru güzergâhın bulunması noktasında iyi düşünüp karar verilmesi gerektiğini belirttiler.
Doğal gaz zengini Azerbaycan, doğal gaz sektöründe bölgesel bir güç merkezi olma yolunda ilerliyor. Ülkede faaliyet gösteren BP’nin pazarlama müdürlerinden Brian Hunter Berlin’de düzenlenen bir enerji zirvesinde Azerbaycan gazının nerelere aktarılacağı konusunda kritik kararlar almak zorunda olduklarını ifade etti.
Bloomberg News’in haberine göre Hunter : “Şu günlerde iki boru hattı altyapı projesini görüşmekteyiz. Bütün bu gazın nereye aktarılacağını şimdiden söylemek çok zor” dedi.
BP Hazar Denizi’nde bulunan Şah Deniz sahasındaki doğal gaz rezervlerini bir an önce işletmek istiyor. Üstelik Hunter’ın da zirvede belirttiği gibi, Şah Deniz, 30 trilyon kübik fit doğal gaz rezerviyle dünyanın en büyük gaz sahalarından biri konumunda bulunuyor.
Avrupa’nın planladığı Nabucco Projesi de dâhil en az üç ayrı boru hattı projesi, Şah Deniz’den gaz tedarik etmek istiyor. Hunter ise rezervler ne kadar çok kazanç vaat ederse etsin, bu gazın herkese yetmeyeceğini söyleyerek “Hangi hattı seçeceğimize karar vermek zorundayız” dedi.
Ayrıntılar için:
Dünya genelinde en fazla karbon salınımı yapan dördüncü ülke konumundaki Hindistan, Cancun’da gerçekleştirilecek iklim değişikliği toplantısından günler önce düşük karbonlu bir ulaşım sistemi geliştirmek üzere kollarını sıvadı.
Çin’den sonra en kalabalık nüfusu barındıran Hindistan’da kişi başı salınan karbon miktarı dünya ortalamasının altında bulunuyor. Ancak son 20 yılda yaşanan nüfus artışı, özel araçların katlanan sayısı, yolcu ve yük taşımada raylı sistemden çok karayolunun tercih edilmeye başlanmasıyla birlikte önümüzdeki yıllarda salınacak karbon miktarı şimdiden tehlike sinyalleri vermeye başladı. Ülkenin hava kalitesinin, vatandaşların sağlığının, yolların güvenliğinin ve sürdürülebilir kent gelişiminin olumsuz yönde etkilenmesinin önüne geçmek isteyen yetkililer, Alman Küresel İklim Girişimi’nden maddi, Birleşmiş Milletler Çevre Programından ise teknik anlamda destek görecek bir proje hazırladılar. Üç yıl sürecek ve toplamda 2.49 milyon Euro’ya mal olacak projeyle birlikte ulaşım sahasında gittikçe artan yolcu ve araç sayısı Hint hükümetinin iklim değişikliği gündemine ve ulusal kalkınma planına uygun hale getirilecek.
Hindistan’da uygulanacak İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı ( IDUEP) ise ulaşımda enerji verimliliğini artırmayı, biyoyakıtlara geçişi, sürdürülebilir kent planlamasının hızlandırılmasını, vatandaşları bu konuda bilinçlendirmeyi ve taşıma ile ulaşım hizmetlerinin iyileştirilmesini öngörüyor.
Ayrıntılar için:
http://www.unep.org/Documents.Multilingual/Default.asp?DocumentID=651&ArticleID=6829&l=en
Taipei Ulaştırma Bakanlığı önümüzdeki Mart ayının sonuna kadar başkent Taipei’de 176 taksi durağı açarak karbon salınımını azaltmayı ve yolcu güvenliğini artırmayı planlıyor. Yeni yapılan duraklarla birlikte taksiler şehir içinde müşteri aramak için dolaşmak zorunda kalmayacaklar, böylece de daha az benzin harcayacaklar. Taksi duraklarını 24 saat güvenlik kameralarıyla izleyecek olan bakanlık, durakların yolcu güvenliğini artırmak için iyi aydınlatılmış bölgelerde faaliyete geçeceğini belirtti. Tayvan genelinde en fazla taksi bulunduran şehir olduğu için yeni düzenlemeye ilk olarak Taipei’de gidildiğini belirten yetkililer, uygulamanın etkili olması durumunda öteki şehirlere de aynı düzenlemenin götürüleceğini eklediler.
Taipei yollarında 54 bin kayıtlı taksi çalışıyor. Tayvan genelinde 88 bin taksi bulunduğu göz önünde bulundurulursa, başkentte başlatılacak bu uygulamayla ülkede salınan karbon miktarında bir miktar düşüş yaşanacağı apaçık ortada.
Ayrıntılar için:


