Washington’da bulunan Çevre Koruma Ajansı, seragazlarını kontrol altına almak ve iklim değişikliğine uyum sağlamak amaçlı beş stratejik hedef belirledi.
Bu hedefler ajansın çevreyi ve insan sağlığını korumak gibi temel misyonlarını gerçekleştirirken ajansa yol gösterecek. Ajans, önümüzdeki günlerde hava kalitesinin iyileştirilmesine, su kaynaklarının korunmasına, sürdürülebilir kalkınmada yol almaya, kirliliği engellemeye ve çevre kanunlarını hayata geçirmeye odaklanacak.
Amerikan Kongresi’nin aldığı karara göre her üç yılda bir yenilenmesi gereken beş yıllık plan, ajansın daha temiz, daha yeşil ve daha sürdürülebilir bir çevre hedefine ulaşmasına yardımcı olacak.
Ayrıntılar için:
Geçtiğimiz günlerde Türkmenistan’ı ziyaret eden cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkmenistan cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhamedov ile ortak bir bildiri imzaladı. Bildiriye göre, Türkiye, Türkmen gazının uluslar arası piyasalara taşınması için Türkmenistan ile işbirliği yaparak yeni ihracat rotaları oluşturulmasına yardımcı olacak. Türkmen TV’nin haberine göre iki ülke cumhurbaşkanlarının imzaladığı ortak bildiride şu ifadelere yer verildi:
“İki ülke liderleri enerji sahasında şimdiye kadar yürüttükleri işbirliğini geliştirme niyetlerini ifade ettiler. Özellikle de uluslar arası piyasalara Türkmen gazının ihraç edilmesi için alternatif hatlar keşfetmek noktasında, önümüzdeki günlerde Türkiye ile daha çok işbirliği yapılacak.”
Bildiride ayrıca iki ülke cumhurbaşkanlarının Türkiye’ye Türkmen elektriğinin sağlanması konusunda işbirliğinin öneminin altını çizdikleri ve bu alandaki çalışmaların da önümüzdeki günlerde yoğunlaştırılacağı kaydedildi. Temel küresel sorunlar hakkında da görüş alışverişinde bulunan cumhurbaşkanları, bölge ve dünya genelinde barış ve istikrar ortamının gelişmesine birlikte katkıda bulunacaklarını belirttiler. İki ülkenin uluslar arası terörle mücadele, uyuşturucu kaçakçılığı, organize suçlar ve küresel güvenliği tehdit eden her türlü unsura karşı ortaklaşa adımlar atacağı da bildiride yer alan kararlar olarak dikkat çekti.
Ayrıntılar için:
BP yetkilileri Azerbaycan doğal gazını taşımak için en doğru güzergâhın bulunması noktasında iyi düşünüp karar verilmesi gerektiğini belirttiler.
Doğal gaz zengini Azerbaycan, doğal gaz sektöründe bölgesel bir güç merkezi olma yolunda ilerliyor. Ülkede faaliyet gösteren BP’nin pazarlama müdürlerinden Brian Hunter Berlin’de düzenlenen bir enerji zirvesinde Azerbaycan gazının nerelere aktarılacağı konusunda kritik kararlar almak zorunda olduklarını ifade etti.
Bloomberg News’in haberine göre Hunter : “Şu günlerde iki boru hattı altyapı projesini görüşmekteyiz. Bütün bu gazın nereye aktarılacağını şimdiden söylemek çok zor” dedi.
BP Hazar Denizi’nde bulunan Şah Deniz sahasındaki doğal gaz rezervlerini bir an önce işletmek istiyor. Üstelik Hunter’ın da zirvede belirttiği gibi, Şah Deniz, 30 trilyon kübik fit doğal gaz rezerviyle dünyanın en büyük gaz sahalarından biri konumunda bulunuyor.
Avrupa’nın planladığı Nabucco Projesi de dâhil en az üç ayrı boru hattı projesi, Şah Deniz’den gaz tedarik etmek istiyor. Hunter ise rezervler ne kadar çok kazanç vaat ederse etsin, bu gazın herkese yetmeyeceğini söyleyerek “Hangi hattı seçeceğimize karar vermek zorundayız” dedi.
Ayrıntılar için:
Dünya genelinde en fazla karbon salınımı yapan dördüncü ülke konumundaki Hindistan, Cancun’da gerçekleştirilecek iklim değişikliği toplantısından günler önce düşük karbonlu bir ulaşım sistemi geliştirmek üzere kollarını sıvadı.
Çin’den sonra en kalabalık nüfusu barındıran Hindistan’da kişi başı salınan karbon miktarı dünya ortalamasının altında bulunuyor. Ancak son 20 yılda yaşanan nüfus artışı, özel araçların katlanan sayısı, yolcu ve yük taşımada raylı sistemden çok karayolunun tercih edilmeye başlanmasıyla birlikte önümüzdeki yıllarda salınacak karbon miktarı şimdiden tehlike sinyalleri vermeye başladı. Ülkenin hava kalitesinin, vatandaşların sağlığının, yolların güvenliğinin ve sürdürülebilir kent gelişiminin olumsuz yönde etkilenmesinin önüne geçmek isteyen yetkililer, Alman Küresel İklim Girişimi’nden maddi, Birleşmiş Milletler Çevre Programından ise teknik anlamda destek görecek bir proje hazırladılar. Üç yıl sürecek ve toplamda 2.49 milyon Euro’ya mal olacak projeyle birlikte ulaşım sahasında gittikçe artan yolcu ve araç sayısı Hint hükümetinin iklim değişikliği gündemine ve ulusal kalkınma planına uygun hale getirilecek.
Hindistan’da uygulanacak İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı ( IDUEP) ise ulaşımda enerji verimliliğini artırmayı, biyoyakıtlara geçişi, sürdürülebilir kent planlamasının hızlandırılmasını, vatandaşları bu konuda bilinçlendirmeyi ve taşıma ile ulaşım hizmetlerinin iyileştirilmesini öngörüyor.
Ayrıntılar için:
http://www.unep.org/Documents.Multilingual/Default.asp?DocumentID=651&ArticleID=6829&l=en
Taipei Ulaştırma Bakanlığı önümüzdeki Mart ayının sonuna kadar başkent Taipei’de 176 taksi durağı açarak karbon salınımını azaltmayı ve yolcu güvenliğini artırmayı planlıyor. Yeni yapılan duraklarla birlikte taksiler şehir içinde müşteri aramak için dolaşmak zorunda kalmayacaklar, böylece de daha az benzin harcayacaklar. Taksi duraklarını 24 saat güvenlik kameralarıyla izleyecek olan bakanlık, durakların yolcu güvenliğini artırmak için iyi aydınlatılmış bölgelerde faaliyete geçeceğini belirtti. Tayvan genelinde en fazla taksi bulunduran şehir olduğu için yeni düzenlemeye ilk olarak Taipei’de gidildiğini belirten yetkililer, uygulamanın etkili olması durumunda öteki şehirlere de aynı düzenlemenin götürüleceğini eklediler.
Taipei yollarında 54 bin kayıtlı taksi çalışıyor. Tayvan genelinde 88 bin taksi bulunduğu göz önünde bulundurulursa, başkentte başlatılacak bu uygulamayla ülkede salınan karbon miktarında bir miktar düşüş yaşanacağı apaçık ortada.
Ayrıntılar için:
British Airways çevre departmanı başkanı Jonathan Counsell “ Biyoyakıtlar havacılık sektörü için karbon salınımını azaltma yolunda giderek daha da önemli hale geliyor. Havayollarının karbon masrafı biyoyakıtlarla milyonlarca euro azaltılabilir” dedi.
Bilindiği üzere havacılık sektörü de AB Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS) kapsamına 2012 yılı itibariyle girecek. Bunun sonucunda ise şirketler saldıkları her bir ton karbon için izin almak zorunda kalacaklar. Karbon izinleri satın almak için yüzlerce milyon euro harcayacak olan havayolu şirketleri bu nedenle biyoyakıtlara yönelmiş durumdalar. Reuters İklim Değişikliği ve Alternatif Enerji Zirvesi’nde konuşan Counsell, biyoyakıtların karbon salınımını 2050 yılına kadar %10 oranında azaltabileceğini, şahsi fikrinin ise küresel havacılık endüstrisinin saldığı karbon oranının 2030 yılına kadar %20 azalacağı olduğunu belirtti.
Counsell’a göre biyoyakıt elde etmek için kullanılacak üç işlem olan atık biyokütlesi, tarımsal ürün ve algler arasında en cazip olan atık biyokütlesinden yararlanmak.
ABD merkezli biyoyakıt firması Solena Grup ile yaptığı anlaşmayla, Avrupa’nın üçüncü en büyük havayolu şirketi British Airways yakıt ihtiyacının %2’sini İngiltere’de kurulacak bir biyoyakıt santraliyle karşılamayı planlıyor. Bu santralin inşası 2012’de başlayacak ve santral 2014’te üretime geçecek. İki şirkete göre de biyoyakıt, jet yakıtından daha az karbon salacak. British Airways bunun yanı sıra Britanya’nın Cranfield Üniversitesi ile alglerden biyoyakıt elde etmek için birlikte çalışmaya başladı.
Ayrıntılar için:
Kuruluşunu Dünya Bankası, Küresel Çevre Fonu, Afrika Kalkınma Bankası, Instituto de Credito Official (İspanya) ve Office National de l’Electricite’nin finansal olarak desteklediği Ain Beni Mathar’daki konsantre güneş enerjisi santrali kendi alanında bir ilk olma özelliği taşıyor.
Cezayir ile doğu Fas arasında bulunan ve ülkenin elektrik ihtiyacını karşılayan tesis, dünyanın başka yerlerinde de konsantre güneş enerjisi santrallerinin kurulması için güzel bir örnek teşkil ediyor.
En son teknoloji ve tasarımı kullanan santralde 224 parabolik ayna dizisi bulunuyor. Kısa zaman içinde benzer tasarımlı santrallerin Mısır ve Cezayir’de de faaliyete geçmesi bekleniyor.
Ain Beni Mathar santrali düşük karbon emisyonlu güneş enerjisi üretiyor. Onlarca iş imkanı yaratan santral bir yandan da yerel ekonomiyi güçlendiriyor.
Fas, düşük karbonlu ekonomiye geçiş için bir çok alana yatırımlarını artırıyor. Hükümet enerji verimlilik tedbirleri, rüzgar enerjisi ile daha az karbon yayan toplu taşıma çözümlerine yönelerek bu alanda çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.
Dünya Bankası Fas hükümetinin güneş enerjisini elektrik üretiminin merkezine aldığı ve düşük karbonlu ekonomiye geçişte yaptığı küresel katkıdan ötürü desteklemeyi sürdürecek. Bu desteğin bir parçası olarak Fas’ın diğer bölgelerinde de benzer işlevli tesisler kurulacak.
Ayrıntılar için :
http://save-more-energy.com/news/Low_Carbon_Economy_Morocco.htm
Brezilya devlet başkanı Luiz Inacio da Silva, ülkenin İklim Değişikliği Forumu’nda, karbon salınımını hedeflenenden dört yıl önce istenen düzeye getireceklerini belirtti.
“2003’ten bu yana iklim değişikliği sorununa eğiliyoruz ve ekonomimizi de büyüttüğümüz halde 2.8 milyar ton daha az karbondioksit salmışız. Bu tempomuzu korursak ki göstergeler de bunu yapabileceğimiz yolunda, 2016 yılı için taahhüt ettiğimiz gönüllü karbon azaltma hedefimize, en başta hedeflediğimiz tarihten dört yıl erken ulaşacağız” dedi.
Geçtiğimiz yıl Kopenhag’da gerçekleştirilen BM İklim Değişikliği Kongresi’nde Brezilya, 2020’ye kadar salınan seragazı oranını %36 -39 oranında gönüllü olarak azaltacağını taahhüt etmişti.
Amazon yağmur ormanlarının ağaçsızlandırılması sebebiyle Brezilya dünyanın en fazla karbon salınımı yapan ülkelerinden biri. Ancak Lula’ya göre 2003 yılında uygulamaya giren Amazon ormansızlaştırmasını kontrol etme ve engelleme planıyla birlikte Brezilya son 21 yılın en düşük ağaçsızlandırma oranını yakalamış durumda.
Başkan ülkenin saldığı karbon oranını azaltmak üç yeni girişimde bulunduklarını da açıkladı. Bunlar : BM’e sunulan ikinci ulusal UNFCCC bildirisi, hükümetin hazırlayacağı, beş özel sektör alanında takip edilecek stratejiler ve dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan, İklim Değişikliği Ulusal Fonu. Petrol arz zincirinden elde edilen kazancı iklim değişikliğine uyum ile bu değişikliğin etkilerini azaltmak için kullanacak fon, Enerji Bakanı Jose Machado’ya bir yandan düşük karbonlu sürdürülebilir enerji modelini teşvik ederken bir yandan da Brezilya’yı 21. Yüzyılın süper gücü haline getirecek.
Ayrıntılar için :
Çin’in temiz enerji üretimi için girilen yarışta ABD’nin önüne geçtiği tahmin ediliyordu. Ancak Ernst & Young bu tahmini resmen doğruladı. Buna göre, Çin şu anda yenilenebilir enerji projelerine yatırım yapmak için en cazip yer konumunda bulunuyor. ABD ise bu yıl, ülkelerin ulusal yenilenebilir enerji piyasaları, yenilenebilir enerji altyapıları ve bireysel teknoloji için uygunluğunu 100 üzerinden puanlayan Ernst &Young’ın Yenilenebilir Enerji Yatırımları Çekiciliği Endeksi’nde ikinci sıraya geriledi.
ABD’nin zirveyi Çin’e kaptırmasının en önemli sebebi Çin’in bu yılın ikinci yarısında temiz enerjiye 11.5 milyar dolarlık varlık finansmanı ayırması oldu. Çin’in piyasaya sürdüğü bu miktar, Washington’ın Yenilenebilir Enerji Standardı’nı yaz boyunca eyleme geçirememiş olmasıyla birleşince yatırımcılar ABD’nin yeşil projeleri destekleyebileceği konusunda şüpheye düştüler.
Bu yılın endeksine göz atıldığında İspanya’nın da ülkenin meşhur güneş enerjisi sübvansiyonlarının yıkımıyla birlikte bir puan gerilediği görülmektedir. Hatırlanacağı üzere daha fazla tasarruf etmek için ülke fotovoltaik güneş enerjisi santrallerine verdiği desteği belirli oranlarda azaltmıştı. Almanya da endeks verilerine göre fotovoltaik tarifelerinde gittiği azaltmadan dolayı bir puan geriledi.
Endekste dikkat çeken bir başka bulgu ise Avrupa ve ABD bocalarken diğer ülkelerin mesafe kaydetmeye devam etmesi. Öyle ki, Japonya geçtiğimiz yıl güneş pili piyasasında kaydettiği ve bir önceki yıla göre 2.6 kat olan büyümeden ötürü endeksteki yerini bu yıl bir puan artırırken, Yeni Zelanda da karbon emisyonu ticaret sistemi sayesinde bir puan kazanmayı başardı.
Elbette ki bu rakamlar Avrupa ve ABD’nin yenilenebilir enerji yarışının dışında kaldığını göstermiyor. Endeksten çıkarılabilecek asıl sonuç : Temiz enerji yatırımlarını bir sonraki yıl hangi ülkenin daha çok çekeceği hiç belli olmaz.
Ayrıntılar için:
http://www.fastcompany.com/1687690/china-overtakes-us-in-ernst-young-renewable-energy-rankings
Senatör Reid ve Amerikan İlerleme Merkezi, ekonomik canlanma yolunda tavsiye edilebilecek en etkili reçeteyi ABD’de açıkladı.
ABD Senatörü Harry Reid geçtiğimiz hafta bir konferans görüşmesiyle Amerikan İlerleme Merkezi’nin enerji verimliliği konusunda yayınladığı “Efficiency Works” (Verimlilik İşe Yarıyor) adlı raporu medyayla paylaştı. Raporda ortaya konulan en önemli bulgu ise enerji verimliliğinin tartışılamaz önemi. Çünkü kişisel servetin en çok göz ardı edilen ve yararlanılmayan kaynaklarından olan enerji verimliliği, aksayan bir ekonomiyi canlandırmak için aslında çok şey vaat ediyor.
Raporda enerji verimliliğinin önemi çarpıcı rakamlarla doğrulanıyor. Buna göre ABD’deki enerji tüketiminin %22’si konutlarca gerçekleştiriliyor ve bu tüketim yıllık 230 milyar dolara mal oluyor. Bunun 122 milyar doları, yani yarısından fazlası ise konutları ısıtmak ya da soğutmak için harcanıyor. Enerji Bakanlığı’na göre bu oranın %40’ı kötü yalıtım ve sızıntılar yoluyla boşa gidiyor. Aynı şekilde enerji tüketiminin %18’ini gerçekleştiren işyerlerinde de enerji verimliliğinden bahsetmek hayli güç.
Bütün bu rakamlar toplandığında, sızıntılı ve cereyanlı evlerin 2/5’i yalıtılması durumunda, önümüzdeki 10 yıl içinde ortak enerji tasarrufuyla birlikte ABD ekonomisine 640 milyar dolar kazandırılabileceği ve 625 bin yeni, sürekli iş olanağı sağlanabileceği görülür. Binaların 3/5’ini iyileştirilebilirse, bir trilyon dolar tasarruf edilmesi ve bir milyon yeni iş fırsatı yaratılması mümkün olur. Hiç de fena gözükmeyen bu teşvik paketiyle ayrıca ABD’de salgılanan karbon salınımının en az %5’i azaltılır ve iklime de büyük bir katkı sağlanmış olur.
Ayrıntılar için: